"Boğazlar özel alan olsun"
Meksika Körfezi'nde adeta 'dünyaya kara çalan' petrol sızıntısından sonra küresel petrol ticaretinin yaklaşık yüzde 17'sine yol olan Türk boğazları, zihinleri kurcalamaya başladı.
Son olarak Enerji, Ulaştırma ve Çevre bakanları Ankara'da bir araya gelerek alınabilecek tedbirleri görüştü.
Bakanlar bugün de, petrol şirketlerinin temsilcilerine İstanbul'da randevu verdi. Bu toplantıda şirketlerden Boğaz'ın daha güvenli hale getirilmesi için destek istenecek.
Toplantı öncesinde gündeme gelen tedbirler arasında petrolün boru hatlarına yönlendirilmesi, tanker geçiş kurallarının sıkılaştırılması yer aldı.
Boğazlar konusunda uzmanların gündeme getirdiği bir 'çare' daha bulunuyor. Bu da Boğaz'ın, 'Özel Duyarlı Deniz Alanı' (ÖDDA) ilan edilmesi. ÖDDA, Birleşmiş Milletler'in denizcilik alanındaki uzman kuruluşu Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından yürütülen koruma programlarından birinin adı. ÖDDA, 1978'de Tanker Güvenliği ve Deniz Kirliliğinin Önlenmesi konusundaki uluslararası konferansta kabul edilen bir karar neticesinde gündeme geldi.
1991'de yapılan IMO 17. Genel Kurulu'nda ÖDDA ile ilgili kurullar belirlendi. Özel duyarlı deniz alanları ile ilgili otorite IMO. Bir deniz sahasının Özel Duyarlı Deniz Alanı ilan edilebilmesi için; IMO üyesi olan devletlerden birisinin veya birkaçının başvuru yapması gerekiyor. ÖDDA adayı bölgede şu şartlar aranıyor: "Uluslararası gemicilik faaliyetlerinden dolayı oluşan bir kazanın ve hasarın var olması, deniz kirliliği gibi olayların daha önceden meydana gelmiş olması, muhtemel kaza senaryolarının ve tahminlerin var olması, diğer çevresel kaynaklardan meydana gelen baskının var olması."
Dünyada ÖDDA ilan edilen ilk yer, Avustralya ile Papua Yeni Gine arasındaki Torres Boğazı. Avustralya hükümeti 1990'da IMO'ya başvurarak bölgenin ÖDDA ilan edilmesini sağladı.
ÖDDA ilan edilen yerlerde; zorunlu kılavuzluk ve raporlama şartları getiriliyor. Türkiye'nin boğazlarda Montrö'ye aykırı olduğu için hâlâ zorunlu kılavuzluğa geçememiş olduğu düşünüldüğünde bunun önemi daha iyi ortaya çıkıyor. Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Birliği Başkan Yardımcısı Kaptan Cahit İstikbal'e göre bu şartların hepsi İstanbul Boğazı'nda fazlasıyla mevcut. İstikbal, "Türk boğazları yılda ortalama 50 bin gemi geçişi ile; meydana gelen büyük ölçekteki kazalar ve kaza potansiyeli ile de Özel Duyarlı Deniz Alanı olmayı hak etmektedir." diyor.
İstikbal'in Boğazlarda geçiş güvenliğinin daha da üst seviyeye çıkarılması için başka önerileri de var. Buna göre, boğazdaki gemi kazaları daha çok teknik arıza ve yükleme hataları yüzünden meydana geliyor. Bu sebeple çıkış ülkesindeki denetimlerin iyi yapılması sağlanmalı. Ayrıca boğazlardan geçecek gemilerin özellikleri belirlenmeli. Tıpkı Panama ve Süveyş kanallarından geçen gemilerde olduğu gibi.
Zaman
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.