Boğaçay projesinde uzmanlar konuştu
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin son olarak halka sorulmasına karar verdiği projesi Boğaçay Projesi için konuyla ilgili uzman isimler konuştu.
Oda Tv’nin haberine göre, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ‘çılgın proje’ olarak tanıtarak referanduma götüreceğini açıkladığı Boğaçayı Projesi’yle ilgili değerlendirmede bulunan Türkiye’nin önde gelen ekoloji ve toprak bilimi uzmanlarından Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı, proje kapsamında yapılması planlanan yat limanı ve benzeri yapıların deniz suyunun kara içine girmesine neden olacağına dikkati çekerek, “Tatlısu-deniz suyu dengesi bozulur. Bütün Konyaaltı arazisi tuzlanır. Bitkiler kurur. Binaların temelleri ve beton içindeki demirler zarar görür. Binaların dayanma ömürleri kısalır. Halk bu girişimden zarar görür” uyarısında bulunurken Antalya Kent İzleme Platformu’ndan Av. Mustafa Şahin ise projenin rant üretmeye yönelik olduğunu öne sürdü.
Deniz suyu karaya girer, binaların ömrü azalır, halk zarar görür
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Kantarcı, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından Kanal İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ikinci ‘çılgın projesi’ olarak tanıtılan Boğaçayı Projesi’ne ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Konyaaltı Boğaçayı ve Sarısu kıyı kuşağındaki 4. zaman alüvyonlarının akarsu materyalleri olduğunu kaydeden Kantarcı, “Akarsular ve yeraltı suları bu çakıllı materyalin içinden veya altından denize akarlar. Deniz suyunun da kara içine girmesini önlerler. Boğaçayı yatağında yat limanı ve benzeri tesisler için yapılacak kazı ve oluşturulacak girinti, deniz suyunun kara içine alınmasını sağlar. Tatlısu-deniz suyu dengesi bozulur. Bütün Konyaaltı arazisi tuzlanır. Bitkiler kurur. Binaların temelleri ve beton içindeki demirler zarar görür. Binaların dayanma ömürleri kısalır. Halk bu girişimden zarar görür” diye konuştu.
Jeoloji haritası üzerinde projenin zararlarını anlattı
Konuyla ilgili görüşlerini jeoloji haritası üzerinde anlatan Prof. Dr. Kantarcı, bölgeyi çevreleyen travertenlerden sızan yağış sularının Konyaaltı kıyı kuşağını oluşturan çakıllı materyalin altından denize ulaştığını, bu tatlı suyun basıncının ise deniz suyunun çakıllı alana girmesini engellediği bilgisini verdi.
Başkan Türel: ‘Emlak fiyatlarının artmasına vesile olacak’
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, kentteki sivil toplum örgütlerine Boğaçayı Projesi için birlikte hareket etme çağrısında bulunmuştu. Boğaçayı Projesi’ni, “İstanbullulara ayıp olmasın diye çok iddialı konuşmak istemiyorum. Ama bence Kanal İstanbul’dan sonra çok daha büyük bir proje” şeklinde anlatan Türel, Antalya’nın cazibe merkezi olacağını öne sürdüğü projeyle ilgili şunları dile getirmişti:
“Sadece Boğaçayı çevresinde değil bakın bütün Antalya’nın etrafındaki emlak fiyatlarının artmasına vesile olabilecek. Şuanda TÜİK verilerine bakıyorum. Emlak fiyatlarında en çok fiyat artışı olan şehir Antalya. Dolayısıyla bu Antalya’nın zenginleşmesinin bir işaretidir. Daha konuşurken, hazırlıyorken projeyi sunduğumuzda bu gelişmeler varsa Antalya’nın genelinde demek ki biz bu projeyi inşallah hayata geçirdiğimizde hizmete sunduğumuzda Antalya bambaşka bir Antalya noktasında, farklı bir konuma yükselecektir.”
Av. Mustafa Şahin: ‘Boğa gibi önüne geleni taşıyor’
Antalya Kent İzleme Platformu’ndan Av. Mustafa Şahin ise Boğaçayı Projesi’nin tıpkı Kanal İstanbul projesinde olduğu gibi emlak ve inşaat piyasasını hareketlendirmeyi amaçladığını savunuyor. Son Nokta Dergisi’nin Ocak 2016 sayısında Boğaçayı Projesi konusunda yaşanan süreci özetleyen bir değerlendirme yayınlayan Şahin, Karaman Çayı, Doyran Deresi ve Çandır Çayının birleşmesiyle oluşan çayın, yılın dört ayı itibariyle ülke genelinde en çok yağış alan bölgede bulunduğunu anımsatarak, “Boğa gibi önüne geleni taşıyarak Akdeniz’e akması nedeniyledir ki bu çaya Boğaçayı deniliyor” ifadelerini kullandı.
‘Dere yatağının daraltılmasına karşı çıkan mühendis sürüldü’
1998 yılında DSİ tarafından Boğaçayı için hazırlanan taşkın koruma raporunda belirlenen yatak genişliğinin baskılar sonucu düşürüldüğünü, bu dayatmaya onay vermeyen mühendisin ise sürgüne gönderildiğini öne süren Şahin, “Böylece350 metre olması gereken yatak genişliği 300 metrede tescil edilmiş, ancak kısa bir süre sonra 260 metre genişliğe düşürülmekle boğayı azgınlaştırmanın zemini de hazırlanmıştır” görüşünü savundu.
‘Proje çıkar gruplarına rant yaratmayı amaçlıyor’
Boğaçayı Projesi’nin, ortaya konulan olumsuzluklara karşın çıkar ve baskı grupları için rant yaratma amacını taşıdığını savunan Şahin, “Üzerinde çeşitli senaryoların üretildiği Boğaçayı, zamanında Konyaaltı Belediyesinin bizzat ilgi alanları arasındaydı. Antalya Deniz Ticaret Odası da Boğaçayı’nda ‘liman olabilir mi?’ araştırmaları yaparken ayranı iyice köpürttü, iştah kabarttı. Sonradan ısrarından vazgeçse de o dönemlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in hayal dünyasına konu yerleştirilmiş oldu. Ardından hayalleri süsleyen resim üzerine resim üretimleri başladı” görüşünü dile getirdi.
‘Hayal satıp siyaseten pirim kazanma çabası’
Boğaçayı bölgesinin DSİ tarafından mutlak korunması gereken yeraltı suyu alanında yer aldığını kaydeden Şahin, Migros 5M AVM’nin Arapsuyu su kaynağı üzerine yapıldığı gerekçesiyle yapılan itiraz üzerine, Danıştay’ın 5M Migros için verdiği yürütmeyi durdurma kararı gerekçesinde yer verilen “su kaynakları kirlense bile gelecek nesillere aktarmak için korunmalıdır” ifadelerinin kulaklara küpe olması gerektiğin altını çizdiği değerlendirmesinde, özetle şu görüşlere yer verdi:
"Kabul edilmelidir ki şu anda da ortada bir proje bulunmamaktadır. ‘İşte projemiz budur’ diyerek aslında ortaya yeniden bir resim konulmuştur. Bu resim bilimsel hiçbir araştırma ve tespit ile ilişkilendirilmediği gibi planlama ilkeleri gereği herhangi bir onay sürecinden geçmemiştir. Ama görev alanlarında olmayan kamusal yatırımlar için kendilerine başrol atfedilerek kulağa hoş gelen sözlerle ‘inşallah – maşallahlarla’ hayal satıp siyaseten pirim kazanma ve beklentilere mesaj gönderme çabası devam etmektedir.
Yıkımın faturası halka çıkarılacaksa acil girişim başlatılmalı
Bölgede yer alan fay hattı, deprem riski ve zemin yapısı göz önüne alındığında, Batı Çevre Yolu nedeniyle imara açılan alanlardan sonra getirilen yeni yapılaşma yoğunluğunun sonuçları hesap edilmiş midir? İhtiyaç tespiti olmamasına karşın Boğaçayı’nda ve Konyaaltı sahilinde gerçekleştirilmek istenen marina yatırımları ile dere yatağını daha da daraltmanın, kıyı erozyonuna neden olmanın, yurttaşların denizden yararlanma alanlarını işgal etmenin yine bu uğurda kamusal kaynakları hesapsız ve fütursuzca heba etmenin kazancı rant ve siyasi ikbal olarak görünüyorsa; bu marinalar nedeniyle taşkın önleme, kıyı erozyonu çözümü, tuzlanan yeraltı suyu yerine uzaktan taşınacak içme- kullanma suyu maliyetleri kamu kuruluşlarının bütçelerine ekleyeceği külfetin faturası yurttaşlardan fazlasıyla çıkarılacaksa, bu girişimlerinin esas amacı çıkar çevrelerinin beklentilerine yanıt vermekse yalnızca soru sormanın yetmeyeceği de çok açıktır. Yaşanan gelişmeler doğa ve insan hakları duyarlılığına sahip çevrelere her alanda acil ve etkili uyarı ve girişim sorumlulukları yüklemektedir.”
ViraHaber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.