Binali Yıldırım: "Türkiye bunu çok iyi bilir"
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Binali Yıldırım, terör olayları neticesinde hayatın akışının durdurulmasının terörü cesaretlendiren ve mücadeleyi zayıflatan bir ruh hali olduğunu söyledi. Yıldırım, "Bunu Türkiye çok iyi bilir" de
Binali Yıldırım, Hamburg-İstanbul Denizcilik Buluşması’nda teröre yönelik açıklamalar yaptı. Yıldırım, tüm ülkelerin işbirliği yapması gerektiğini belirtti.
Geleneksel 9. Hamburg-İstanbul Denizcilik Buluşması; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ile Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff‘un katılımıyla İstanbul’da yapıldı. Denizcilik sektörünün yoğun katılım gösterdiği toplantıda Binali Yıldırım'ın konuşmasının ana teması terör üzerineydi.
Binali Yıldırım, konuşmasında terörün küresel boyutuna dikkat çekerek Ankara ve Paris’te yaşanan korkunç saldırılara vurgu yaptı. Terör için "insanlığın baş belası" yorumunu yapan Yıldırım, "Birkaç gün önce ülkemiz G20 Liderler Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Antalya’da çok önemli bir buluşma gerçekleştirildi. Çok başarılı bir organizasyon olduğu bütün katılımcılar tarafından yüksek sesle telaffuz edildi. O toplantının hemen öncesinde dünya bir kez daha sarsıldı. Tam bir ay önce Ankara’da gerçekleşen patlamada 102 vatandaşımız hayatını kaybetti; 13 Kasım’da terör yüzünü Fransa’da da gösterdi ve 130’a yakın insan hayatını kaybetti. Aslında yaşanan bu olayların ne anlama geldiğini, insanlık bir kez daha etraflıca düşünmeli. Terörün olduğu anda gerekli tepkiyi göstermek, terörün önlenmesine çalışmak, acıların azalmasına gayret etmek çözüm değil. 30 yılı aşkın süredir terörden feryat eden bir ülke var; Türkiye. Bütün dünyaya diyor ki; terör insanlığın baş belasıdır, dünyanın baş belasıdır" diye konuştu.
"Terörün kaynağı adaletsiz paylaşımdır"
Terörün kaynağının adaletsiz gelir paylaşımı olduğunu belirten Binali Yıldırım, canlı bombaların genelde az gelişmiş ülkelerden çıktığına dikkat çekti. Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir yandan kısa vadede terör ile gerekli mücadeleyi yaparken, diğer yandan da terörün asıl nedenlerine inmek gerektiğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bu G20 toplantısında da gördük. Terörün kaynağı adaletsiz paylaşımdır. Neden canlı bombalar en az gelişmiş ülke insanlarından oluyor, en yoksul kesimden oluyor? Bunu görmek, bu noktadaki gerçeğin ne olduğunu anlamaya yetiyor. O yüzden hiç kimse ne kadar gelişmiş olursa olsun, ne kadar büyük ve gelişmiş silahlara sahip olursa olsun küresel terör tehdidinin etkisinden asla kurtaramaz. Hiçbir ülke ‘Benim terör gibi bir derdim yok’ diyemez; çünkü kendini infilak ettirmeye adamış bir insan için yapacak çok fazla bir tedbir olmaz. O yüzden bu işin temeline inip sınırları çok sıkı şekilde çok daha yüksek duvarlarla örmek yerine terörü doğuran sebepleri ortadan kaldıracak, küresel barışı ve kardeşliği kuvvetlendirecek tedbirleri süratle hayata geçirmek zorundayız."
Hayatın durmasından sadece teröristlerin kazançlı çıkacağını vurgulayan Binali Yıldırım, “Fransa’daki saldırı kendi adına başarılı olmuştur; çünkü hiçbir Avrupa ülkesi kendini güvende hissetmemekte, yoğun katılımlı toplantılardan uzak durmaktadır. Hatta orada futbol etkinliklerinin, büyük organizasyonların terörün doğurduğu korkuyla iptal edildiğini görmekteyiz. Bu terörle mücadelede terörü cesaretlendiren, mücadeleyi zayıflatan bir ruh halidir. Bunu Türkiye çok iyi bilir. Türkiye yıllardır bu mücadelenin içinde. On binlerce insanını kaybetti, şehitler verdi ve hala bu mücadele ülkemizde kararlılıkla sürdürülmektedir" ifadelerinikullandı. Yıldırım, Türkiye'nin terör olgusunu gündeminden çıkarması gerektiğini belirtti.
"Denizciliğin daha canlı olması için imkanlar sağlanmalı"
Küresel ticaretin yüzde 80’inin yapıldığı denizclilikte Türkiye’nin daha etkin olabilmesi için gerekli imkanların sağlanması gerektiğini vurgulayan Binali Yıldırım, “Bugün ticaret yüzde 80 oranında deniz yolu ile yapılıyor. Ülkemizde de bu durum farklı değil. O halde sektörün kendi içinde bir dönüşüm projesini başlatması gerekiyor. Bu arz-talep dengesini esas alan bir dönüşümdür. Burada tabi ticaret odamız ve denizcilerimiz bu dönüşümün öncüsü olacaklardır. Küresel krizde Türkiye’de krizin etkisini azaltacak işler oldu. Tamir-bakım sektörün canlılığını devam ettirdi, hala da devam ettiriyor. Bizim yüzer ve sabit anlamda 30 civarında havuzumuz var ve bunlar çalışmaya devam ediyor. Kriz zamanlarında denizciler alt yapılarını filolarını gözden geçirme, onları güzel günlere hazırlamak için bir fırsat olarak görüyorlar. Bu anlamda denizciliğimizin böyle bir boyutunun olması krizin etkilerini sınırlı ölçüde azaltmaya katkı sağlıyor. Bunun yanında geçmişte alınmış bazı tedbirler var. Bunların bir kızmı iyi çalıştı, bir kısmı az çalıştı, bir kısmı beklenen sonuçları doğurmadı. Yeni dönemde bunlar tekrar ele alınacak. Yeni inşaya desteklerin gözden geçirilmesi, Koster filosunun yenilenmesi. Bununla ilgili bir düzenleme yapılmasına rağmen gerekli ilgiyi görmedi. O halde beklentilerin nelere olduğu tekrar gözden geçirilerek sektörün kendi içinde daha canlı hale getirilmesi imkanı sağlanabilir" diye konuştu.
Savunma Sanayi'nin ihtiyaçlarının sağlanması için Türk tersanelerinin öneminden de bahseden Yıldırım, ”Savunma sanayimizin ihtiyaçlarının sağlanması, kamunun ihtiyaçlarının tersanelerimizden sağlanması ve gemi inşa alanında birçok ülkeye ciddi hizmetler verebileceğimizi biliyoruz. Türkiye’nin bu alanda ciddi bir konumda olduğu ve özellikle özel projeler konusunda ciddi bir ünü olduğunu biliyoruz. Türkiye denizciliğe ciddi yatırım yapan bir ülkedir” ifadelerini kullandı.
ViraHaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.