Beyşehir liman istiyor
Konya'nın Beyşehir ilçesinde şiddetli fırtına sonrası göl kıyısında Eşrefoğlu Köprüsü'ne çarparak batan gezinti teknesinin sahibi yat işletmecisi Ahmet Bübül, yat ve gezinti teknelerini korumak için göl kenarında barınak ya da liman yapılmasını istedikler
Geçtiğimiz günlerde Beyşehir Gölü'nde yaşanan şiddetli fırtınada Eşrefoğlu Köprüsü'ne çarptıktan sonra yolcuların ve içerisindeki eşyaların tahliyesinin hemen ardından batarak sulara gömülen gezinti teknesinin sahibi olan Ahmet Bülbül, bölgede yat turizmine hizmet veren yat ve gezinti teknelerinin kıyılarda korumasız olduğunu belirtti.
Beyşehir Gölü'nde su seviyesinin yükselmesinin ardından çıkan şiddetli fırtınalarda gezinti yatlarını zapt etmenin artık imkansız hale geldiğini vurgulayan Bülbül, "Gölümüzde son bir ay içerisinde çıkan fırtına sonrası 2 tane gezinti teknesi birden battı. Eğer, Beyşehir Gölü'nde bir liman ya da balıkçı barınağı olmuş olsaydı, bu iki tekne de bugün böyle bir hadise yaşanmamış olacaktı. Beyşehir Gölü'ne bir liman yapılması için illaki bir tekne kazası yaşanması ya da bir kişinin burnunun kanaması mı gerekiyor? Beyşehir'in göl turizmine açılmasını istiyoruz ama buraya liman şeklinde tekne ve kayıkların korunacağı bir alan ya da liman yapılmıyor. Beyşehir Gölü'nün turizme açılabilmesi için öncelikle kıyı şeridinin düzenlenmesi lazım. Bu konudaki beklentilerimizi yetkililere defalarca ilettik ama bugüne kadar maalesef bir netice alamadık" diye konuştu.
DENİZ BİSİKLETLERİ DE PARÇALANDI
Yaşanan şiddetli fırtınada sadece gezinti teknesinin değil, göl kıyısında su sporlarına imkan sağlayan deniz bisikletlerinin ve iskelelerin de zarar gördüğünü belirten Bülbül, "Yaşanan bu hadise iyi ki su ürünleri avlanma yasağının olduğu bir dönemde oldu. Çünkü, gölde balıkçı teknesi olsaydı bu fırtınada o da batabilir, kıyılardaki tekneler parçalanarak karaya sürüklenebilirdi. Gölümüzdeki diğer gezinti yatları fırtına esnasında açıkta bekleyip kıyıya yanaşmadığı için o gün böyle bir sıkıntı yaşamadı" dedi.
Yaşanan tekne kazasında en büyük teselli kaynaklarının gezintiye çıkan yolculardan bir kişinin dahi burnunun kanamaması olduğunu dile getiren Bülbül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu tür bir fırtınada teknenin kıyıya girmemesi gerekiyordu ama kaptanımız kıyıya girdiği zaman şiddetli rüzgar aniden etkisini göstermiş, o anda ipini kopararak iskeleden sürüklenerek köprünün ayağına çarpıp orada kalmış. Teknemiz battı ama dikkat edilirse üstü su yüzünde kaldı. O bakımdan can güvenliği açısından bir tehlike de yoktu. Buna rağmen batmadan önce yolcularımıza can yelekleri giydirilmiş ve güvenlikleri dört dörtlük sağlanarak kıyıya tahliyeleri sağlanmıştır. Bu konuda yeterli donanıma sahibiz. İşin sevindirici yanı, kimsenin burnunun kanamamış olmasıdır. Mal mülk bizim için ikinci plandadır, yolcularımızın can güvenliği bizim önceliğimizdir. Bu yüzden teknemiz batmış, zarar görmüş hiç önemli değil, işin o tarafına doğrusu hiç üzülmedim" şeklinde konuştu.
Batan teknenin Konya'dan getirilen bir vinç yardımıyla gölden çıkarıldığını da belirten Bülbül, "Teknenin batma nedeni köprüye şiddetli bir şekilde defalarca çarpmasından dolayı hasar görmüş ve çatlak oluşmuş olmasıdır. İçerisine de suyu bu çatlaklardan almış. Aksi halde teknenin batması mümkün değildi" dedi.
Yat işletmecisi Ahmet Bülbül'ün teknesinde inceleme yapan ve geçmiş olsun dileğinde bulunan Beyşehir Birliği, Göl, Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Sami Tan da, "Beyşehir Gölü kıyılarındaki tekne ve gezinti yatlarının muhafaza altına alınacağı bir limanın yapılmasının zamanının artık şart olmuştur. Yat ve tekne sahiplerimizin bu konudaki haklı taleplerine bizler de katılıyoruz. Yat turizminin bölgemizde daha fazla gelişmesi, bu tür üzücü hadiselerin yaşanmaması için mutlaka Beyşehir Gölü'ne liman yapılmalıdır" diye konuştu.
Medya73
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.