Cevahir Otel İstanbul Asya, Maltepe’deki tek beş yıldızlı otel olarak yaklaşık iki senedir Dragos Sahil Yolu’nda hizmet veriyor. Cevahir yeni yapılan çoğu otelin aksine, bir iş merkezi gibi değil enine doğru uzayan geniş bir otel olarak ferah bir şekilde tasarlanmış.  Oda sayısı kaygısı gütmeden, beş bin metre karelik bahçesini ve önünde uzanan lebi derya manzarayı, bu kadar merkezi bir yerde misafirlere sunmak, Cevahir Otel İstanbul Asya’yı ilk bakışta farklı bir yere koyuyor. Vira Dergisi bu sayısında henüz çok genç bir otel olmasına rağmen kısa sürede kalitesini ortaya koyan Cevahir Otel İstanbul Asya’nın çiçeği burnunda Satış ve Pazarlama Müdürü Cem Aksoy’u sayfalarımızda konuk ettik.

Öncelikle yeni vazifeniz hayırlı olsun. Cevahir ailesine katılmadan önceki hayatınızdan ve kariyerinizden bahseder misiniz?

1977 doğumluyum, evliyim ve bir kız çocuğum var. Otelciliğe banket departmanında Swiss Otel’de başladım. Daha sonra bir süre resepsiyon görevlisi olarak çalıştım, otelciliğe en temelden başladım diyebilirim. Askerden geldikten sonra bir süre daha bu şekilde çalışıp satış departmanına kaydım.  Daha sonra çeşitli otellerin satış bölümlerinde çalıştıktan sonra Ağaoğlu Otelleri’nin satış pazarlama müdürlüğünü yaptım. DaruSultanHotel'de ve Toshiba Türkiye’nin sahibi olduğu Nar Grup’un üç otelinde genel müdürlük yaptım.

Cevahir Hotel İstanbul Asia’nın göz alıcı bir görüntüsü var, bu görüntünün arkasındaki teknik detaylardan nelerdir?

Maltepe Dragos Sahil Yolu üzerinde bulunan otelimizi, müşterilerimize deniz manzaralı diye anlatmıyoruz çünkü tamamen denizle iç içesiniz. İnsanların artık büyük binaların içinde sıkılıp; bunaldıkları bir dönemde, ferah bir otel yaratmak birinci öncelik olmuş burada.Bu yüzden Cevahir dört katlı geniş ama kısa bir otel. Enine doğru uzadığı için yatak kapasitesi 198 odayla çok konforlu ve rahat edici, öyle upuzun bir gökdelen gibi bir otel olmadığı için de insanlara daha sıcak, daha samimi geliyor. Denizin kenarında bu kadar güzel bir otel yapılırken sadece binayla da yetinilmemiş, 3500 metrekarelik çim alanıyla toplamda 5000 metrekarelik bir bahçemiz var. Buradayeşille maviyi birarada sunan doğa dostu bir otel olabilmek için Cevahir Otel İstanbul Asya’nın peyzajı için de ciddi bir emek harcanıyor. Amacımız ev konforunu değil, ev sıcaklığını hissettirmek, konfor sonuçta bir şekilde sağlanıyor ve bunların hepsi zaten otelimizde mevcut. Buraya gelen insanlar bizim misafirimizdir ve misafirin başımızın üstünde yeri vardır.

Nasıl bir müşteri portföyünüz var?

Burada daha çok işadamlarını, toplantı gruplarını ağırlıyoruz. İlaç firmaları, GSM’ciler ve özellikle doktor gruplarını şu ana kadar keyifle ağırladık. Hafta sonları da ilginç bir şekilde İstanbul’da yaşayan ama iki günlüğüne otelimizde denizle iç içe bir hafta sonu tatili yapmak isteyen insanlarla otelimizi doldurur olduk. Cidden bu anlamda da iş grupları içinde gün geçtikçe artan bir profilimiz var.

Misafirlerinize özel sürprizler de hazırlıyorsunuz…

İki tane restoranımız var otel bünyesinde. Bu restoranlar zaten beş yıldızlı otel standartlarında ama biz bu standartları biraz daha ileriye götürdük. Misafirlerimizden hiçbir ekstra ücret istemeden onlara her ay mevsimlik sürprizler yapıyoruz. Mesela bu aralar balık mevsimi olduğu için “Rastgele Günleri” düzenliyoruz. Yine kışın misafirlerimizi Osmanlı şerbetleri ve saleple ısıtırken; yazın frozen kokteyllerle, frappelerle misafirlerimizi serinletiyoruz. Otel olarak çok misafirperveriz, daha önceden haber vermeden misafirlerimize ikramlar yapmaktan keyif alıyoruz.

Düğün organizasyonlarına ev sahipliği yapıyor musunuz?

Cevahir Otel olarak düğün organizasyonları için de kapılarımızı misafirlerimize açıyoruz ve bu konuda ciddi bir ilgi görüyoruz. İnsanlar bizi birbirlerine öneriyor çünkü buraya özel günü için gelen kişiyle ilgileniyoruz ekstra düğünler olmuyor. Kapıdan girdiğiniz zaman genel müdüründen, garsonuna kadar herkes sizin o gün düğününüz olduğunu biliyor. Düğünü olan kişi siz olmuş oluyorsunuz, otelin hengamesinde bu özel gününüzde kaybolmuyorsunuz.

Otelin sosyal projelerde sık sık adını duyuyoruz…

Otelimizin sosyal imkanlarını artırmaya gerçekten gayret ediyoruz. Özellikle, Sanat ve Sanatçı’ya Katkı Projesi kapsamında ücretsiz heykel ve resim sergileri gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz sene her çarşamba günü tango geceleri düzenledik. Bu sene dans hocamızın liderliğiyle bu gecelerin ikincisini düzenleyeceğiz. 23 Nisan’da ve Yılbaşında balolar düzenleyip sosyal sorumluluk projeleri için zemin oluşturduk bu aktiviteler de herkesin katkısıyla çok yararlı ve keyif verici oldu.

Turizmde son zamanlarda bir personel sıkıntısı var, siz personel seçerken neye dikkat ediyorsunuz?

Turizm sektöründe ciddi bir personel sıkıntısı olduğu doğrudur. Ülkemizde bu konuda kalifiye yetişmiş eleman bulmak gerçekten çok zor oldu. Bu yüzden otel olarak bizimle çalışacak personeli kendimiz yetiştiriyoruz. Bizimle çalışacak olan insanlara öncelikle şunu öğretiyoruz: “Hizmet etmekten gocunuyorsan eğer burada olmamalısın”.

Otelin konumu için ulaşım açısından rahat bir bölge diyebilir miyiz?

Bir kere Anadolu Yakası Sahil Yolu’nda kesinlikle trafik problemi yaşanmıyor. Hem karayolundan hem de önümüzde bulunan iskeleden deniz yoluyla her yere rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Bu yakada genelde otellerin E-5 üzerinde bulunması sizi hem ulaşım açısından zorlarken hem de şehrin kargaşasının içinde bırakıyor fakat Cevahir Otel İstanbul Asya’nın kesinlikle böyle bir problemi yok. Çünkü bulunduğumuz lok asyön hem trafik açısından hem çevre açısından oldukça sakin. Aynı zamanda ücretsiz ringlerimizle şehrin merkezi noktalarına misafirlerimizi bırakıyoruz.

Otelin sağlık grubunu farklı bir firma işletiyor bu tercihin sebebi nedir?

Bizce sağlık kulübü işletmeciliği ile otelcilik birbirinden profesyonellik açısından tamamen farklı iki alan. Bu yüzden biz sağlık kulübümüzün işletmeciliğini bu konuda başarılı referansları olan Tulipa Spa Health Club’a verdik. Sağlık kulübü işletmeciliği; pilatesten, onlarca masaj tekniğine ve fitnessa kadar birçok farklı disiplini kapsıyor ve onlar konusunda oldukça ciddi bir hizmet veriliyor. Eskiye göre bu konuda uzmanlaşmış personellerle misafirlerimizi karşılamak bize daha doğru geliyor.

İstanbul’un turizm açısından konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İstanbul tabii ki Türkiye turizminden ayrı bir yerde duruyor. Fakat iki yakanında ayrı bir karakteri var. Anadolu Yakası’nda turizm açısından Avrupa Yakası’ndaki doygunluk kesinlikle yok bu yüzden turizm açısından bakir bir bölge. Bunu büyük firmaların bu yakaya yaptıkları otel yatırımlarından da anlayabiliyoruz. Bu noktada Anadolu Yakası ise Avrupa Yakası’nın bussiness center havasına göre daha bir rahat. İstanbul’da özellikle Anadolu Yakası’nda turizm konusunda yakalanacak ivmede Cevahir kesinlikle kendine bir yer bulacaktır.

Türkiye turizminin genel durumunu nasıl görüyorsunuz peki?

Öncelikle bizim sınırlarımızda bile bir gerginlik olsa bu bizim turizmimize ciddi olarak yansıyor.  O yüzden ülkemiz dışındaki bu güvenliksiz durum bile ülke turizmi açısından tehlikeli. Bu yüzden Türkiye, Avrupa’ya dönük yüzünü tekrardan canlandırmalıdır.  Turizm üstü çok kolay çizilebilecek bir harcama ülke de bir problem olduğu zaman en önce turizmin üstü çiziliyor. Bu yüzden turizme, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğüyle bir devlet politikası olarak eğilmemiz gerekli.

virahaber.com