Artık var olmayan bir derya: Aral Gölü
Aral Gölü, coğrafya kitaplarından hatırlanacağı üzere dünyanın en büyük dördüncü gölü olarak anlatılırdı. Ancak bugün yüzde 90'ı kuruyan Aral Gölü'nde artık fotoğrafçılar karaya oturmuş gemilerin fotoğrafını çekiyor.
Orta Asya'nın en büyük çevre felaketi olarak görülen Aral Gölü'nün kurumasına karşı Kazakistan ve Özbekistan'dan işbirliği açıklaması geldi.
Orta Asya'nın en büyük çevre felaketi olarak görülen Aral Gölü'nün kurumasına karşı Kazakistan ve Özbekistan'dan işbirliği açıklaması geldi. Azernews haberine göre Kazakistan'ın Özbekistan'daki Büyükelçisi Yerik Utambayev, iki ülke arasında ortak bir çalışma grubunun kurulacağını açıkladı.
Büyükelçi Utambayev, Özbekistan'ın batısındaki Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti'ndeki ziyareti sırasında gazetecilere verdiği açıklamalarda Aral Gölü'nün kurumasının yarattığı tehlikelere karşı işbirliğine gidileceğini ifade etti. Karakalpakistan'ın çölleşmeye karşı olan tecrübesinden yararlanacaklarını belirten Utambayev "saksaul" gibi bitkiler hakkında bölgeden bilgi alınacağını duyurdu.
Utambayev "Özbek ve Kazak bilim adamlarının ortak çalışmaları en verimli ve etkili çözümü bulmada önemli bir adım olacaktır" ifadelerinde bulundu. Utambayev ayrıca Uluslararası Aral Gölü Kurtarma Fonu'nun ve Kazakistan'ın dönemsel BM Güvenlik Konseyi başkanlığının bu çalışmalarda önemli bir kolaylık sağlayacağına dikkati çekti.
Aral Gölü yakın zamana kadar dünyanın en büyük dördüncü gölü olarak biliniyordu. Orta Asya yer alan bu göl, aşırı sulama sonucunda neredeyse tamamen kurumuş durumda. Aral Gölü, Kazakistan ile Özbekistan sınırları içinde yer almakta. Hazar'dan sonra Asya'nın en büyük ikinci gölü konumunda olan Aral, çeyrek yüzyıllık bir süreçte yok oldu. 68.000 kilometrekarelik bir alana yayılan göl, tıpkı Hazar gibi büyüklüğü nedeniyle bölgede Aral Denizi olarak anılmaktaydı.
1980'li yıllara kadar canlı çeşitliliğinin bulunduğu, üzerinde gemilerin taşımacılık yaptığı Aral Gölü, yanlış sulama ve kuraklık sonucunda bugünkü haline geldi.
1960'lı yıllarda Sovyet hükumeti Kazakistan ile Özbekistan arasında pamuk ekim alanlarını arttırmak için bir takım kararlar alır. Buna göre Aral Gölü'nü besleyen Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin yönü değiştirilir. Bu sayede pamuk ekim alanları için sulama imkanı sağlanacaktı.
Ancak bu durum bölge için tam bir çevre felaketine yol açar. Bünyesinde önemli bir ekosistemi barındıran Aral Gölü, can damarları olan Seyhun ve Ceyhun'dan artık beslenemediği için hızlı bir kuraklaşma sürecine girer. Bir süre sonra artık alınmaya çalışılan tedbirlerin de işe yaramaması neticesinde Aral Gölü bugünkü haline gelir. Göldeki kurumayla birlikte artar tuz oranı ile birlikte balık türlerinde de hızlı bir yok olma süreci başlar.
Buzul Çağı'nda Hazar Gölü ile bağlantısı olan Aral'da canlı hayatın devamı için tuzlu sularda yaşayabilen kalkan balığı yetiştirilmeye başlandı. Bu sayede göl etrafında yaşayan insanların balıkçılık faaliyetinin devamı sağlanmaya hedeflendi. Ancak bu konuda da istenilen sonuca ulaşılamadı.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.