1. YAZARLAR

  2. Osman Öndeş

  3. Armatör Hamdi Selimoğlu’ndan Armatör Ziya kalkavan’a kadar Türk Armatörleri Birliği Başkanları
Osman Öndeş

Osman Öndeş

Gazeteci, Yazar
Yazarın Tüm Yazıları >

Armatör Hamdi Selimoğlu’ndan Armatör Ziya kalkavan’a kadar Türk Armatörleri Birliği Başkanları

A+A-

Yazan: Osman Öndeş

Armatör Hamdi Selimoğlu

hamdi-selimoglu.jpg

Rize’nin Dereköyü kazasından olan Selimoğlu ailesinden Hamdi Selimoğlu, Kırzâde Şevki ve Şürekâsı firmasında müdür olarak görev yapmıştır. Selimoğlu/ Selimzâde’ler armatör ağırlıklı bir aileydi. 1934 yılında ayrılarak Hamdi Selimoğlu ve Şerikleri adıyla kendi armatörlük firmasını kurdu ve “Atilla” adını verdiği 1907 inşa 1880 dwt’luk genelyük gemiyle kömür taşımacılığı yaptı. 1938’de “Aktan” adını vereceği ikinci gemisini satın aldı. Hamdi Selimoğlu’nun sahibi olduğu gemilerden biri 1862 Richardson Duck & Co., Stockton inşa 831 grt’lik “Sami” ismini verdiği yük/yolcu gemisiydi. Geminin Lloyd’s Register’deki kaydı 1945’e kadardır.

25 Şubat 1952 tarihli gazeteler “Maruf Armatör Hamdi Selimoğlu İntihar etti” başlığıyla üzücü bir haberi verdiler. Haberlerde “Selimoğlu, bir sinir krizinin ardından kendini pencereden sokağa attı” deniliyordu. Haberlerin ayrıntıları şöyleydi; “Şehrimizin maruf işadamlarından olan Hamdi Selimoğlu bir zamandır Taksim Abdülhakhamid Caddesi’ndeki Nazik apartmanının ikinci katında oturmakta ve istirahat etmekteydi. 60 yaşında olan Hamdi Selimoğlu dün sabah asabi bir sinir krizi geçirmiş ve oturduğu katın cadde üzerindeki pencerede sokağa atlamıştır. Sekiz metre yükseklikten düşen Hamdi Selimoğlu derhal Gümüşsuyu Hastahanesi’ne kaldırılmışsa da kurtarılması mümkün olamayarak vefat etmiştir. Hadise etrafında İstanbul Cumhuriyet Savcı Yardımcılarından Cemal Batur tahkikata başlamıştır.”

29 Şubat 1952 tarihli Akşam Gazetesi’nde vefatla ilgili bir mesaj yayınlanmıştır. Bu mesajda şöyle denilmektedir; “Çok sevgili aile reisimiz Hamdi Selimoğlu’nun âni ölümü üzerine bizleri sıcak alâkaları ile teselli etmeye çalışan, ellerinden gelen yardımı esirgemeyen, cenazesinde bulunan, telgraf, telefon ve mektuplarla acımızı paylaşan tüm akraba, dost ve arkadaşlarımıza candan teşekkür ederiz. Selimoğlu Ailesi.”

15 Temmuz 1968 tarihli Akşam ve Cumhuriyet gazetelerinde Armatör Hamdi Selimoğlu’nun eşi Seniye Selimoğlu’nun vefat haberi vardır. Merhum Armatör Hamdi Mânizâde, Merhum Hacı Hasan Efendi ve Ayşe Hanım’ın kızı, Merhum Armatör Hamdi Selimoğlu’nun refikası, Lûtfiye Kulein, Veysi, Zeyyat Selimoğlu ve Muhterem Selimoğlu’nun kayınvaldesi, Hüseyin ve Osman Kulein ile Zeynep ve Ahmet Selimoğlu’nun annesi Seniye Selimoğlu 14 Temmuz 1968 Pazar günü vefat etmiştir. Cenazesi 15 Temmuz 1968 Pazartesi günü öğle namazını takiben Şişli Camiinden alınarak Feriköy mezarlığındaki aile kabristanına tevdi edilmiştir. Salih oğlu 1309 - 1893 Rize doğumlu Hamdi Selimoğlu’nun eşi Seniye Selimoğlu, Mânizâde Hacı Hasan Efendi ve Ayşe Hanım’ın kızı idi. 15 Temmuz 1968 tarihinde vefat etti. Lütfiye Kulein, Veysi ve Zeyyat adlarını verdikleri üç çocukları olmuştur. Torunları Nimet Selimoğlu ve Muhterem Selim Selimoğlu idi.

Büyük oğlu Zeyyat Selimoğlu 31 Mart 1922 yılında İstanbul’da doğmuştur. Alman Lisesinden sonra, İstanbul Üniversitesi hukuk Fakültesini bitirdi (1952). Türk Şilepçilik Şirketi'nin ortağı idi. Yaşamını yazar ve şair olarak sürdürmüştür. Hikayelerinin yanı sıra, Almancadan çevirileri ve radyo oyunları ile tanındı. “Rize’nin Köylerinden” başlıklı yazısı ile Cumhuriyet Gazetesinin 1949-50 Yunus Nadi Armağanını kazanınca, edebiyat dünyasına ilk adımını attı.“Koca Denizde İki Nokta” adlı oyununa, 1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışmasında Başarı Ödülü verildi. Zeyyat Selimoğlu, 2000 yılında İstanbul’da, Nişantaşı’ndaki evinde öldü. Kabri Heybeliada Mezarlığındadır.

 

Armatör Vehbi Aldıkaçtı

Vehbi Aldıkaçtı, 1909 Samsun Doğumludur. Galatasaray Lisesi’nden 1929 yılında mezun olmuştur. Üniversite öğrenimini Lozan Üniversitesi’nde yapmış ve 1933 yılında Ekonomi Bölümü mezun olmuştur. Babası Mustafa Aldıkaçtı ve amcası Ahmet Aldıkaçtı’dır. Her ikisinin de genç yaşlarda vefatlarından sonra Vehbi Aldıkaçtı 1941 yılında Aldıkaçtılar Şirketi’nin başına geçmiştir. 1890 yılında kurulan bu şirket 1979’a kadar faaliyetine devam etmiştir; Armatörlük faaliyetinin yanısıra, otomotiv, akaryakıt ve demir - çelik döküm alanlarında da, hem Samsun’da hem İstanbul’da faaliyette bulunmuşlardır. 1979 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.

Samsun tüccarlarından,armatör ve CHP Samsun Vilayet İdare Heyeti Reisi olan Vehbi Aldıkaçtı’nın babası Mustafa Aldıkaçtı 11 Mart 1942 Çarşamba günü vefat etti. Cenazesi 12 Mart 1942 Perşembe günü Taksim Talimhane Aydede Sokak Aydan Apartmanı 9 No.’lu dairedeki evinden alınarak Beyazıt Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip Edirnekapı Şehitliği’ndeki aile kabristanında defnedilmiştir.

Aldıkaçtı ailesi demir çelik sanayi sektörünün tanınmış müteşebbislerinden Hüseyin Hüsnü Aker’le de (Vefatı 19 Ağustos 1965) akrabaydılar; Rüştü Aldıkaçtı ve Erdoğan Tezol’un kayınpederiydi. Müyesser Aker’in eşi Hüseyin Hüsnü Aker ayni zamanda Orhan Aker, İlhan Aldıkaçtı, Ayhan Tezol ve Burhan ve Turhan Aker’in babasıydı. Aldıkaçtı ailesinin Yelkencizâde’den satın aldıkları 1889 inşa 1398 grt.’lik “Samsun” vapurudur. Mustafa Aldıkaçtı, Ahmet Aldıkaçtı ve Vehbi Aldıkaçtı Ortaklığı adına 1940 yılında Abdi Vehbi Bey’den satın aldıkları “Yılmaz” isimli 712 grt. olan gemi 1885 Wingham Richardan & Co., Newcastle inşa idi. Aldıkaçtı Şirketi adresi; Sirkeci, Yalıköşkü Cad. No. 46, Tel: 20435 idi.

16 Şubat 1940 tarihi itibarıyla Türk Armatörleri Birliği’nin yıllık Olağan Genel Kurul Toplantısı yapılmış ve seçim neticesinde Abdi Vehbi Dural, Rıza Sadıkoğlu, Vehbi Aldıkaçtı, Adnan Barzilay, Muzaffer Pehlivan, Mustafa Umman ve Ali Sohtorik asil üyeliklere seçilmişlerdir. Genel kurul toplantısı seçim sonuç ilanı Akşam, Cumhuriyet, Son Posta Gazeteleri’nde yayınlanmıştır.

12 Eylül 1949 tarihi itibarıyla yapılan Türk Armatörleri Birliği’nin yıllık Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda Hamdi Selimoğlu, İbrahim Kalkavan, Vehbi Aldıkaçtı, Kemal Ersal, İsmail Kalkavan, Şadan Sadıkoğlu, Şevket Manioğlu asil üyeliklere seçilmişlerdir. 28 Nisan 1950’de Vehbi Aldıkaçtı Cumhuriyet Halk Partisi Samsun’dan milletvekili adayı olarak gösterilmiştir. 31 Temmuz 1950 tarihinde Türk Armatörleri Birliği’nin umumi genel kurul seçimlerinde İbrahim Kalkavan Başkan seçilmiş, Vehbi Aldıkaçtı Başkan vekili olmuştur.

Mustafa, Ahmet ve Vehbi Aldıkaçtı kardeşlerin sahip oldukları gemiler; 1889 inşa (1935 - 1941) 1398 grt.’lik “Samsun” ; 1919 inşa 2677 grt.’lik (1948 - 1968) “İleri” ; 1907 inşa 799 grt.’lik (1952 - 1959) “Çaltı” ; 1900 inşa 1205 grt.’lik (1954 - 1970) “Kerempe” ; 1903 inşa 677 grt.’lik (1954 - 1970) “Yoroz” yük gemileriydi.

 

Armatör Ali Hilmi Daregenli

Ali Hilmi Daregenli 1937 - 38 dönemi Galatasaray Lisesi Mezunuydu. Galatasaray Lisesi’ndeki Okul Kayıt/Sıra Numarası 325, Galatasaray Klübü Üye Numarası 3481, Galatasaraylılar Cemiyeti Üyelik Numarası 481’dir. 1951 - 1956 ve 1957 - 1959 dönemlerinde Galatasaraylılar Derneği başkanlığını yaptı. Nadir oğlu 1332 - 1915 Samsun doğumlu Hilmi Daregenli Türk Armatörleri Birliği’nin 11 Ocak 1950 günü yapılan toplantısında 136.cı üye olarak kaydedilmiştir. Birliğe katıldığı süreçte “Neviye” isimli gemilerin armatörü bulunuyordu. Yazıhane adresi; Demirbağ Han K.1 Tel: 492499; Ev adresi; Vali Konağı Cad. No.119 D.1 Nişantaşı idi.

Daregenli ve Yelkencizâde ve İskefyeli aileleri akrabadırlar. Samsun eşrafından tüccar Ömer İskefyeli’nin 11 Ağustos 1982 Cumartesi günü Samsun’da klap krizi sonucu vefatı nedeniyle 14 Ağustos 1962 tarihli vefat ilanında yer aldığı üzere; Ömer İskefyeli, Ali Rıza İskefyeli ve Rahile İskefyeli’nin oğlu idi. Şükrü Yelkenci’nin damadı, Emire İskefyeli, Ali Şükrü, Ali Rıza İskefyeli, Gülçin Özdemir’in babası, Zehra, Yakup, Alime, Dr.Nedime İskefyeli’nin ağabeyi, Fevzi Özdemir, Ayla İskefyeli’nin kayınpederi, Leman Kutman, Hilmi Daregenli, Nevriye Daregenli, Enver Yelkenci, Sami Saka, Mithat Yelkenci ve Şevki Pınar’ın eniştesi oluyordu. Cenazesi 14 Ağustos 1962 Salı günü Şişli Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Edirnekapı Şehitlik’teki aile kabristanına defnedildi.

9 Mart 1969 tarihli Milliyet’te yeralan Enver Yelkenci’nin Vefat ilanı aile bağlarını şöyle vermektedir: “Merhum Yelkencizâde Şükrü Bey’in oğlu merhum Nadir ve Neviye Hanım’ın oğlu, Emel Yelkenci’nin sevgili ve kıymetli eşi, Hilmi Daregenli’nin vefakâr ağabeyi, Sinan Yelkenci ve Nadir Yelkenci’nin babaları, Merhum Dr. Alaeddin Güldem ve Makbule Gündem’in damadları, Ümit Gündem’in eniştesi, Münire Yelkenci, Emire İskefyeli, Emine Yelkenci’nin yeğeni, Mithat Yelkenci, Nesime Saka, Verda Kortan’ın halazâdeleri, Sami Saka, Ayla Yarkent, Ali Şükrü İskefyeli, Gülçin İskefyeli, Kenan İskefyeli, Rıza İskefyeli’nin teyzezâdeleri Enver Yelkenci tedavi olmak üzere gittiği Londra’da 6 Mart 1969 günü sabahı vefat etmiştir. Merhumun cenazesi 10 Mart Pazartesi öğle namazını müteakip Teşvikiye Camiinden kaldırılarak Zincirlikuyu asrî mezarlıktaki aile makberesine defnedilecektir. Allah rahmet eyleye. Ailesi.”

Bu vefat ilanı ayni zamanda; Yelkenci, Daregenli, İskefyeli ailelerinin Saka (Hasan Saka), Kortan, Gündem aileleri ile de akrabalık bağlarını ortaya koymaktadır. Yelkencizâde Şükrü Bey’in torunu olan Enver Yelkenci, Nadir ve Neviye Yelkenci’nin oğlu, Emel Yelkenci’nin eşi, Hilmi Daregenli’nin ağabeyi, Sinan Yelkenci ve Nadir Yelkenci’nin babasıydı. Dr. Alâeddin Gündem ve Makbule Gündem’in damadı, Ümit Gündem’in eniştesi, Münire Yelkenci, Emire İskefyeli, Emine Yelkenci’nin yeğeni, Mithat Yelkenci, Sami Saka, Ayla Yarkent, Ali Şükrü İskefyeli, Gülçin İskefyeli, Kenan ve Rıza İskefyeli’nin teyzezâdesiydi.

Hilmi Daregenli’nin Mehmet Hilmi Daregenli Vapurculuk Ltd., adına sahibi olduğu S.S Sabah’ın ilk adı “Tregothnan” ve 3075grt, 1983nrt, genel yük gemisi idi. Hain Steamship Co. Ltd. St.Ives adına, Upon - on - Tyne South Shields J.Readhead & Sons Tersanesi’nde 368 Kızak No.’suyla inşa edildi. Denize iniş tarihi 12 Mart 1903 ve hizmete giriş tarihi 30 Nisan 1903’dür. 1949’da Mehmet Hilmi Daregenli Vapurculuk Ltd., İstanbul’a satıldı ve “Sabah” adı verildi. 1953’de Fuad Muradoğlu ve Mehmet Hilmi Daregenli Vapurculuk Ltd., ortaklığına devredildi. 1958’de Sadıkzâde Nazım Oğulları Vapurculuk Kollektif Şti., İstanbul tarafından satın alındı ve “Kervan” adı verildi. 27 Temmuz 1962’de hizmetdışı bırakıldı ve Trieste’de Fratelli Cosulich geridönüşüm tersanesinde söküldü.

 

Armatör Fuat Sadıkoğlu

Trabzon’lu Sadıkzâde alesindendir. Fuat ve Suat Sadıkoğlu Vapurculuk Komandit Şirketi kurucu ortaklarındandı. 1953 yılında ithal ettikleri genel yük gemisine “Komodor Hakkı Burak” adını vermişlerdi. Sadıkzâde ailesinin lideri durumunda olan Sadıkzâde Aslan Kaptan Milli Mücadele yıllarında Trabzon ve Rize’de milis kuvvetleri içersinde yeralarak, Mustafa Kemal Paşa’nın mücadelesine katıldı. Milli Mücadele yıllarından önce Rusların Karadeniz sahillerine olan taarruzlarına karşı oluşturulan mahalli milis teşkilatında kardeşleriyle çarpışmalarda yeraldı. Aile olarak zamanla Beşiktaş Serencebey’e yerleşmişlerdir. Serencebey Yokuşu’ndaki Sadıkzâde Konağı aynı zamanda akrabaların olduğu kadar, resmî erkânın da sohbet amacıyla buluştukları bir mekan olurdu. Günümüzde “Sadıkoğlu Çıkmazı” olarak anılmaktadır. Armatör Suat Sadıkoğlu’nun köşkü de Ortaköy yamaçlarındaydı. Boğaz köprüsü inşa edilirken istimlak edilmiştir. Sadıkzâde Aslan Kaptan 21 Aralık 1960 Çarşamba günü müptela olduğu amansız hastalıktan kurtulamayarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur.

18 Aralık 1984 Salı günü vefat eden Fuat Sadıkoğlu’nun Cenazesi 20 Aralık 1984 Perşembe günü Teşvikiye Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip kaldırılarak Edirnekapı Şehitliği’ndeki aile kabristanına defnedildi.

Armatör Ayşe ve Nazım Sadıkoğlu'nun oğlu, Neslihan ve Handan Sadıkoğlu'nun babası, Fuat, Suat, Suzan ve Furuzan Sadıkoğlu'nun kardeşi, Armatör Aslan Sadıkoğlu ve Dr.Kenan Çolakoğlu'nun Kayınpederi olan kardeşi Sudi Sadıkoğlu 17 Kasım 1966 günü Bebek’teki evinde ölü bulundu. Cenazesi 19 Kasım 1966 günü Şişli Camii’nden öğle namazını müteakip kaldırılarak Edirnekapı Şehitliği’ndeki aile kabristanına defnedildi.

 

Armatör Kemal Sadıkoğlu

Aslan Sadıkoğlu ve Makbule Sadıkoğlu’nun oğlu, Suat Meserretçioğlu’nun kardeşi, Berna Tokar, Esin Sadıkoğlu, Rabia Çapa, Varlık Yalman, Celâl ve Kahraman Sadıkoğlu’nun babası, Kerem, Serra, Didem ve Esra’nın dedesi, Feyyaz Tokar, Vecdi Çapa, Alp Yalman’ın kayınpederi, Çiğdem Koç, Güldem ve Avni Meserretçioğlu’nun dayısı idi. Kemal Sadıkoğlu Londra’da geçirdiği ameliyat neticesinde genç yaşında 8 Ağustos 1964 günü hayata gözlerini kapadı. Cenazesi 10 Ağustos 1964 Pazartesi günü saat 10.30’da Bebek’teki evinden alınarak Şişli Camii’nde kılınan öğle namazını müteakiben Feriköy Aile Kabristanındaki toprağa verildi. Eşi Vuslat Sadıkoğlu ’Armatörlerin annesi’ olarak tanınmıştır. Vuslat Sadıkoğlu, 22 Nisan 2006 Cumartesi günü 82 yaşında vefat etti. Renkli kişiliği ve hayırseverliğiyle tanınıyordu. Sadıkoğlu’nun naaşı 24 Nisan 2006 Pazartesi günü Bebek Camii’nde öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Aile Mezarlığı’nda toprağa verildi. Bir rahatsızlığı olmamasına karşın bir yıldır yatan Vuslat Sadıkoğlu ve Kemal Sadıkoğlu’nun çocukları; Berna Sadıkoğlu Tokar, Rabia Sadıkoğlu Çapa, Eser Sadıkoğlu Çetiner, Celal Sadıkoğlu ve Kahraman Sadıkoğlu’dur. En büyük kızları Berna, işadamı Feyyaz Tokar’la, diğer kızları Rabia, Tam Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Vecdi Çapa ile, Eser ise gazeteci Yılmaz Çetiner’le evli idiler. Oğullarından armatör Celal Sadıkoğlu Hilal Hanım’la, Kahraman Sadıkoğlu da Jülide Hanım’la hayatını birleştirmişti. Rize eşrafından Binbaşı Kahraman ve Hüsniye Kalkavan’ın kızı olan Vuslat Sadıkoğlu, annesi tarafından Koç ailesiyle ve Simavi’lerle de akraba idi. Koç ailesinden Rahmi Koç’un eski eşi, Mustafa, Ömer ve Ali Koç’un annesi Çiğdem Simavi’nin teyzesiydi. 14 yaşında iken teyzesinin oğlu Kemal Sadıkoğlu’yla evlenmiş 25 yaşına gelene kadar 4’ü kız, 2’si erkek 6 çocuk sahibi olmuşlardı. 38 yaşında iken Kemal Sadıkoğlu’nun vefatı nedeniyle eşinin bütün işleri üzerine kalmış, oğullarıyla beraber armatörlük işini sürdürmüştür.

 

Armatör Ahmet Şevket Manioğlu

Ahmet Şevket Mânioğlu, Mânioğlu Denizcilik İşletmesi’nin kurucusu ve başkanı idi. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nde ilan edilen ilk vergi rekortmeni idi. Rize eşrafından Manizâde Hacı Hüseyin Efendi ile Ayşe Manizâde’nin Sabiha, Cemile ve Adil, Ahmet Şevket adlarını verdikleri dört çocuğundan biri olarak tanındı. Eşi Mesadet Hanım, Albay Kadri Kandemir ve Leman Kandemir’in kızıydı. İki kızı olmuştur. Kızları; Gönül Özdoğan ve diğer kızı Ayşe Mânioğlu Irmak’tı. Kızı Ayşe, bir devir başbakanlık yapmış olan Prof. Dr. Sadi Irmak’ın oğlu Sabri Irmak ile evlenmişti. Amiral Sermet Gökdeniz ve Ola Mânioğlu’nun kayınbiraderi, Merzuk ve Mes’ut Mânioğlu’nun dayısı idi. Şevket Mânioğlu’nun kardeşlerinden Adil Mânioğlu, İstanbul ahalisinden Pavil Diakonof ve Anne Diakonova’nın kızı Ola Diakonova ile evliydi. Bu ailenin Ayka, Ulya, Hüseyin ve Yasemin adını verdikleri dört çocuğu olmuştur. Ahmet Şevket Mânioğlu uzun yıllar teşkilatlanma yolunda diğer armatörlerle birlikte büyük gayretlerin içinde olmuştu. Günümüzde eski Başbakanlardan Tansu Çiller’in sahibesi olduğu Yeniköy’deki yalıda otururlardı. 16 Ağustos 1969’da müessif bir olayda sırasında Ahmet Şevket Mânioğlu’nu öldürmeye teşebbüs eden ve beş kurşun sıkarak ağır yaralayan katil Niyazi Terletme, soruşturmayı yapan Savcı Yardımcısı Hüsrev Dülger’e azmettirildiğini iddia etmiştir.

Amerikan Hastahanesi’nde koma halinde yatmakta olan Armatör Ahmet Şevket Mânioğlu gece 23 sıralarında kalp krizi geçirmiş ve 16 Ağustos 1969 gecesi vefat etmiştir. Cenazesi 18 Ağustos pazartesi günü Teşvikiye Camiinde kılınan ikindi namazından sonra Zincirlikuyu aile kabristanına defnedildi. Eşi Mesadet Mânioğlu 5 Mart 1978’de vefat etmiştir.

Ahmet Şevket Mânioğlu’nun armatörlük şirketi “Şevket Mânioğlu Denizcilik İşletmesi Donatma İştirakı” idi. “Şevket Mânioğlu Denizcilik İşletmesi Donatma İştirakı” hakları, Ahmet Şevket Mânioğlu’nun vefatından sonraki yıllarda Sönmez Denizcilik Grubu tarafından satın alınmıştır.

Şevket Mânioğlu’nun suikast sonucu öldürülmesi nedeniyle Ailesi, Şevket Mânioğlu Denizcilik İşletmesi mensupları ve Türk Armatörleri Birliği taziyet mesajları yayınlamıştı. Kaynak:18 Ağustos 1969 Cumhuriyet Gazetesi. Gazetelerde yeralan haberlere göre; Büyük ihalelere giren Şevket Mânioğlu’nun Zonguldak ve Ereğli’deki kömür nakliyatını yaptığı, bütün ihalelerin Mânioğlu tarafından alındığı, bu nedenle diğer armatörlerle rekabete girip arasının açıldığı, milyonerin yakın çevresi tarafından açıklanmıştır. Gazetelerde Ahmet Şevket Mânioğlu ailesinin, Şevket Mânioğlu Denizcilik Şirketi mensuplarının ve Türk Armatörleri Birliği’nin altalta devam eden taziye mesajları yayınlanmıştır. Ahmet Şevket Mânioğlu ailesinin vefat ilanı Şevket Mânioğlu’nun vefat duyurusu 18 Ağustos 1969 tarihli gazetelerde yeralmıştır ve şöyledir; “Rize eşrafından Merhum Manizâde Hacı Hüseyin Efendi ve Merhuma Ayşe Hanımın oğlu, Mesadet Mânioğlu’nun eşi, Gönül Özdoğan ve Ayşe Mânioğlu Irmak’ın babası, Sabiha Mânioğlu, Cemile Gökdeniz ve Adil Mânioğlu’nun ağabeyi, Feridun Özdoğan ve Sabri Irmak’ın kayınpederi, Hakan, Behlil ve Merve Mânioğlu Irmak’ın dedesi, Hüsnü Mânioğlu, Sermet Gökdeniz ve Ola Manioğlu’nun kayınpederi, Merzuk ve Mâni Mânioğlu’nun dayısı, Ayka, Ulya ve Yasemin Mânioğlu’nun amcası, Prof. Dr. Sadi Irmak’ın dünürü Ahmet Şevket Mânioğlu 16 Ağustos 1969 gecesi Hakkın rahmetine kavuşmuştur.Cenazesi 18 Ağustos 1969 Pazartesi günü ikindi namazını müteakiben Teşvikiye kaldırılarak Zincirlikuyu’daki aile kabristanına defnedilecektir.”

Türk Armatörleri Birliği’nin mesajında “Birliğimizin Başkanı Ahmet Şevket Mânioğlu’nun vefatını derin teessürle bildirir, kederli ailesine başsağlığı dileriz.” denilmektedir.

 

Şükrü Deniz

24 Ağustos 1970- 02 Haziran 1973 döneminde Türk Armatörler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmış olan Şükrü Deniz, Rize Derepazarı eşrafından İbrahim Deniz ve Zeliha Deniz’in oğlu olarak 1916’da Ayancık’ta dünyaya geldi. 1877 Rize - Derepazarı doğumlu İbrahim Deniz ve 1882 Rize Derepazarı doğumlu Zeliha Deniz’in; Kazım Deniz, Dursun Deniz, Aslan Deniz, Bayram Deniz, Şükrü Deniz, Seher Deniz, Ayşe Deniz, Hatice Deniz, Cemile Deniz adını verdikleri on çocukları olmuştur. Koray Deniz’in anne tarafından dedesi Süleyman Kalkavan 1902 Sarayköy- Rize doğumludur ve anneannesi Muazzez Kalkavan Hanım 1905 İstanbul doğumludur. Muzaffer ve Süleyman Kalkavan ailesinin; “Muazzez Kalkavan Deniz”, “Muammer Kalkavan” , “Mukadder Kalkavan”, “Naim Kalkavan”, “Münevver Kalkavan Özaydın” ismini verdikleri beş çocukları olmuştur.

Dedesi İbrahim Efendi Rize’de doğmuş, tüm hayatını denizlerde takacılık yaparak zamanında Batum’la Karadeniz sahilleri arasında taşımacılık yapmış. Rus Harbi zamanında Rize’den Ayancık/Sinop’a göç etmiştir. Babam 1916 da Ayancık’ta doğmuştur. Soyadı kanununun çıkmasıyla birlikte Sohtorik olan soyadı yerine denizlerle uğraş verdikleri için Deniz soyadını almıştır.

Şükrü Deniz’in yaşam öyküsünü anlatan oğlu Koray Deniz şöyle anlatmıştır; “Babam o yılların zorlukları içinde ilkokul mezun olduktan sonra tüm hayatını gençliğinde kendi takalarında kaptan olarak geçirmiş, 1935’lerden sonra İstanbul’a yerleşmiş. 1945 de Muazzez Kalkavan Hanım’la evlenmiş ve hayatına Armatör olarak devam etmiştir. Armatörler Birliği’nde yönetim kurulu üyeliklerinde bulunmuş, bir dönem Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştır. Bütün ömrü Türk denizciliğinin kalkınması uğrundaki çabalarıyla geçmiştir. Bu doğrultuda Gemi Armatörleri Kooperatifi’nin kuruculuğunu ve Yönetim Kurulu Üyeliğini yapmış, Deniz Ticaret Odası kurulmasında fiilen içinde yer almıştır.

Baba ve anne tarafı Karadeniz’in denizcilikle meşgul tanınmış ve köklü ailelerindiler. Şükrü Deniz, Kalkavan ailesinden Muazzez Kalkavan ile evlenmiş ve ailenin; Tuncay Deniz, Tülay Deniz, Türkay Deniz, Tümay Deniz İyigüngör, Koray Deniz, Gökay Deniz adını verdikleri altı çocukları olmuştur. “Dedem İbrahim ve babam Şükrü Deniz, Sinop Ayancık’ta yaşarken Ayancık kereste fabrikasının orada olmasından faydalanarak kurutulmuş kestane ağaçlarını kullanmak suretiyle Sarıçam, Karaçam, Denizhan, Dursun Deniz adını verdikleri 250 - 350 tonluk Çektirmeleri yaptırmış ve kullanmışlardır. Babamın kurduğu ‘Şükrü Deniz ve Ortakları Kollektif Sirketi’ Karaköy, Kara Mustafa Paşa Sokaktaki Taviloğlu Han Kat 1’de idi. Bu adreste 1960-1999 yılına kadar devam etti. ‘Şükrü Deniz ve Ortakları Kollektif Sirketi’, Şükrü Deniz, Muammer Kalkavan ve Naim Kalkavan ortaklığındaydı ve armatördüler. Bu şirkette Tuncay Deniz, Süleyman Kaptan,Türkay Deniz, Koray Deniz adlı kosterlerin ortak sahipleriydiler. Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz’de ticaret yapıp armatörlük yaşamına devam ettiler.”

1132/ 1916 Ayancık doğumlu Şükrü Deniz Türk Armatörleri Birliği’nin 22 Nisan 1952 günü yapılan toplantısında 157.ci üye olarak kaydedilmiştir. Birliğe katıldığı süreçte “Süleyman Kaptan” kosterinin armatörü bulunuyordu. Şükrü Deniz 1957 yılında Japon yapımı “Maru” adlı buharlı ve o zamanki adı “Hatay” olan gemiyi Perşembe pazarında bulunan Arif Göksu Müessesesi adlı torna ve tamir dükkanının önüne çekerek İtalya’dan ithal ettiği Ansaldo dizel ana makinesini 800 dwt perçinli gemiye monte etmiş ve “Tuncay Deniz ”olarak denizcilik filosuna katmıştır.

“Annem ve babam 1945’den 2018’e kadar Beşiktaş, Yıldız Yeni Mahalle Deniz Apt.’da oturdular. Annem 7 Ocak 2018 Pazar günü vefat etti ve 8 Ocak 2018 Pazartesi günü Zincirlikuyu Camii’ndeki ikindi namazı ardından ebedi istirahatgahına defnedildi. Yıldız’daki evimiz annemin rahmetli olmasına kadar ev adresi olarak kullanılmıştır. İş Adresi ise 1999’ dan 2015 yılına kadar Gürcü Kızı Sokak No. 41 Ortaköy adresinde idi.

Babam Armatör Şükrü Deniz 23 Ekim 1984 günü Alman Hastanesi’nde günü vefat etti. Babamın vefatından sonra; “Şükrü Deniz Denizcilik A.Ş”, “Deniz-Ay Denizcilik A.Ş” firmalarımız 1986’ dan 2015 yılına kadar faaliyet gösterdi.Bu şirkette Tuncay, Türkay, Koray, Gökay Deniz ,Tümay İyigüngör,Tülay Utkutan ortaktılar. Sahip olduğumuz gemiler; Türkay Deniz, Deniz-Ay, Şükrü Deniz, Aron adını verdiğimiz kosterler ve genelyük gemisi idi. Deniz ailesinin bir evladı Koray Deniz olarak bana sağladıkları imkanları minnetle anıyorum. Ben 1960 İstanbul’da doğdum ve İlkokulu halen Sabancı Yıldız Lisesi olan Yıldız İlkokulunda, Orta ve Liseyi Levent’teki Yıldız Koleji’nde tamamladıktan sonra İngiltere’de yüksek lisans okulu CBS (Centre Bussines of Studies) Greenwhich/Londra’da Shipping Managment eğitimi aldım. Gemi işletmeciliği konularındaki bu eğitim bana meslek yaşamımdan pek çok kolaylıklar sağlamıştır. Babamın vefat ettiği 1984 yılından sonra kardeşlerimle birlikte aile şirketimizde armatör olarak meslek yaşamımı sürdürdüm. Eşim Dilek Deniz ile 1987’den buyana mutlu bir yaşamımız var ve Mehmet,Ömer ve Murat adında üç evlat sahibiyiz. Armatörler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi,Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Piri Reis Üniversitesi,Tüdev Eğitim Vakfı’nda Mütevelli Heyet üyeliğim, DTO Meclis üyesi bulunmaktayım.

Denizlerde geçen 150 yıldır mutlu ve acı yaşamış olarak hayatımızı ve ekmeğimizi soyadımız olan Deniz’lerden kazandık. Yeni nesilde devam etme tutkusu oluşmamıştır. Allahımıza şükrediyor geçmişteki tüm kayıplarımıza ve bizlere daima öncülük yapmış, korumuş büyüklerimize Allahtan rahmet diliyorum.

 

Şükrü Göksu

Şükrü Göksu Bartın’lı Haytalarzâde ailesindendi. Soyadı Kanunu ile “Göksu” soyadını almışlardır. Ümmü Gülsüm Yolere’nin (Yoleri) ağabeyi, İbrahim Yolere'in kayınbiraderi, Ömer Alişoğlu'nun amcazadesi, Ertan Sayhan, Adnan Sayhan, Yiğithan, Emirhan ve Alp Sayhan'ın dayısı idi. 1990 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Akrabalarından Alişzâde Mehmed Efendi (Alişoğlu)’in oğlu Mustafa Aliş ile ortaklık yaparak 1954’de Mehmet Derviş’ten satın aldıkları “Şirin Bartın” isimli 2,184 dwt’luk genelyük gemisi sahibiydi.

Cumhuriyet’in ilan edilişinden 11 ay sonra 6 Eylül 1924’te İbrahim Cemal Aliş, Hüseyin Cevdet Çakıroğlu, Nuri Yüksel, Niyazi Yüksel, Agah Orhon ve Lütfi Balık’ın bir araya gelerek “Müttehit Arkadaşlar” adıyla Bartın Gazetesi’nin yayınlamasında yer almıştır. 1924 Nisan’ında İbrahim Cemal (Aliş) tarafından imtiyazı alınan Bartın Gazetesi , 6 Eylül 1924’te Cumartesi günü ilk baskısını yapmış, Bartın’ın ilk gazetesi olma hüviyetini kazanmıştır. Bartın gazetesinin 6 Eylül-27 Aralık 1924 tarihleri arasında yayımlanan nüshalarındaki bu haberlere baktığımızda Bartın Limanı ile İstanbul ve Trabzon limanları arasında yolcu ve yük taşıyan gemiler ve sahiplerine ait bilgiler de yer almıştır. Bu bilgilerden bazıları şöyledir; Hacı Emin - Nurullah motoru, Mehmed Hocazadeler - Yeni Han Motoru, Hacı Halil Kapudan - Gül Cemal Motoru, Yirmibeşzadeler - Yirmibeşzadeler Motoru, Balıkzadeler - Kırlangıç Motoru, Yirmibeşzadeler - İhsan-ı Hüda Motoru, Mehmed Hocalar - Mesud Bahri Motoru, Hacı Emin - Nusrullah Motoru . Bartın gazetesi kurucusu ve Şükrü Göksu’nun Şirin Bartın Vapuru’nda ailece ortak olan İbrahim Cemal (Aliş), Alişoğlu Mehmed Efendi ile Keleşoğlu ailesinden Hatice Hanım’ın ilk çocuğudur. 1906 yılında Bartın’ın Köyortası Mahallesinde doğmuştur. İbrahim Cemal, ilk tahsilini (İbtida-i ve Rüşdiye) Bartın’da tamamladıktan sonra kapatılan Bartın İdadisi’nin sekizinci sınıfına kadar okumuştur (1921-1922). İbrahim Cemal Rum İlkokulu’nda Rumca ve Fransızca dersleri almıştır. 1938 yılında Halkevi Başkanlığına müteakiben Bartın Belediye Başkanlığına seçilmiştir. 1939 yılında gazete’yi kardeşine devretmiştir. İbrahim Cemal, 1939 yılında Sinop milletvekili olarak seçilmiştir İbrahim Cemal Aliş 1977 yılında vefat etmiştir.

Haytalarzâde Şükrü (Göksu), İbrahim Cemal ile Rumca ve Fransızca öğrenmek amacıyla Bartınlı Rumlar tarafından kendi çocuklarının eğitimi için 1887’de yaptırılan Rum İlkokulu öğretmeni ve müdürü Aristidis Diamandopoulos’a müracaat etmiş ve bu okulda bir süre Rumca ve Fransızca öğrenimi almıştır. Bu okuldaki arkadaşları; Yorgo, Haydar,Fethi, Nuri, Zeki (Doktor Batur),Dağlızâde Mehmet (Dağlıoğlu),Çakırzâde Hüseyin Cevdet (Çakıroğlu), İncezâde İbrahim Hakkı (İnceoğlu), İbrahim Cemal Aliş, Niyazi Yüksel, Yani, Ahmet Ünyeli, Şevki (Ali Yamanlı) ve İlkokulu Müdürü Aristidis Diamandopoulos idi. Şükrü Göksu ve Mustafa Aliş’in ortak olduğu Şirin Bartın vapuru.

Bu okul, 1923 yılında Lozan Antlaşması sonucu Rumların Yunanistan'a göç etmesiyle boşaldı. 2 yıl sonra, 1925 yılı Mart ayında 70 kadar öğrenciyle tekrar eğitime başlayan yapı, günümüzde de okul olarak devam etmektedir. Şükrü Göksu ailesi Bartın’dan İstanbul’a Nişantaşı’nda Vali Konağı Cad. Alpaslan Apt. No. 43 adresinde oturmaktaydı. Turgut Kaptanoğlu’ndan sonra 21.ci Türk Armatörleri İşverenleri Sendikası Başkanı olarak da görev üstlenmiştir. Kendisinden sonra başkanlığa Orhan Deval ve Orhan Deval’dan sonra Kâşif Kalkavan devam etmiştir.

 

Armatör İrfan Cerrahoğlu

İrfan Cerrahoğlu’nun aile kökeni Karadeniz Ereğlisi’ne yerleşmiş geniş bir Osmanlı aile kültüründen gelmekte. Dedesi Hacı Eşref Cerrahoğlu ve babası Mehmet Tahsin Cerrahoğlu başlangıç yıllarında ticaretle uğraşarak, zamanla kendi mallarını kendi gemileriyle taşımak suretiyle denizcilik yaşamında giderek daha da etkin bir hale geldiler. Hacı Eşref Efendi’nin oğlu, Şerife Cerrahoğlu’nun eşi, İrfan ve Nuri Cerrahoğlu’nun ve Emine Zeren’in babası, Armatör Faik Zeren’in kayınpederi, tüccar ve armatör Mehmed Tahsin Cerrahoğlu 2 Ocak 1955 günü vefat etti. Cenazesi 4 Ocak 1955 Salı günü öğle namazını müteakiben Teşvikiye Camii’nden kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki Aile kabristanına defnedildi. namazını müteakiben Teşvikiye Camii’nden kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki Aile kabristanına defnedildi.

İrfan Cerrahoğlu, ailenin yerleştiği İstanbul Ortaköy’deki Enver Paşa Köşkü’nün civarında olan evde 1922 yılında dünyaya geldi. O günkü koşullara göre küçük yaştan beri ticarete büyük ilgi duyan İrfan Cerrahoğlu yaşam öyküsünü şöyle anlatmıştı; “Büyükbabam o günkü zamanda Karadeniz ticaretine hakimmiş. Bu taşımayı yapan dört adet de kömür taşıyacak gemiyle Zonguldak’tan İstanbul’a kömür çekerdi. Ayrıca 4,200 ve 6,200 tonluk Mehmet ve Nurfan Cerrahoğlu iki gemimiz daha vardı. Kardeşim Nuri Cerrahoğlu sonradan kendi armatörlük şirketini kurmuştur. Bizim şirketimiz Cerrahgil Denizcilik Şirketler Grubu oğlum Eşref Cerrahoğlu ve kızım Selda Cerrahoğlu yönetiminde hem armatörlüğe ve hem de yatırımlarına devam etmekte.”

Cerrahoğulları Karadeniz Ereğlisi eşrafından “Cerrahzâdeler” diye tanınan aile hep deniz ticaretine yönelmiş. Nitekim öncü isim Mehmet Tahsin Cerrahoğlu olmuştur. Aile hemen her Karadenizli ailenin kaderinde yazılı olduğu üzere İstanbul’a yerleşmiştir. Kurdukları Cerrahoğulları firmasının ilk adresi Galata’da Bosfor Han idi.

İrfan Cerrahoğlu 89 yaşında 20 Ocak 2009 günü vefat etti. Cenazesi Cenazesi 21 Ocak 2009 Çarşamba günü Teşvikiye Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Aile Kabristanına defnedildi. Vefat ilanında yazılı olduğu üzere; Karadeniz Ereğlisi eşrafından Hacı Mehmet Tahsin ve Hacce Şerife Cerrahoğlu’nun oğlu, Emine Zeren ve Nuri Cerrahoğlu’nun kardeşi, Faik Zeren ve Yüksel Cerrahoğlu’nun kayınbiraderi, Feryal ve Berduk Olgaçay, Füsun ve Hulki Boyner’in dayısı, Sema ve Saeed Rabb Cerrahoğlu, Nurseli ve Aziz Köseoğlu, Bingül Cerrahoğlu, Yasemin ve Fatih Karamancı’nın amcası, Eşref Çöğendez’in yeğeni, Metin, Tayfun ve Tunç Çöğendez’in kuzeni, Esra ve Burak Yakupoğlu, Serra, Arzu Cerrahoğlu ve Naci Can, Melis ve Ali Otmar, Merve Başarır’ın dedesi, Emre ve Ece Yakupoğlu’nun büyükdedesi, Fulya Cerrahoğlu’nun kayınpederi, Eşref Cerrahoğlu, Demir Cerrahoğlu ve Selda Cerrahoğlu’nun babasıydı.

 

Armatör Ziya Kalkavan

1975 -1992 yılları döneminde 17 sene Türk Armatörleri Birliği Başkanı olarak görev yapmış olan M. Ziya Kalkavan için Türk Armatörleri Birliği kayıtlarında şu anlatım yeralmaktadır; “1911 yılında Rize İyidere nahiyesinin Kalkavan Köyü’nde doğdu. Bulunduğu bölgenin yaşam koşullarının zorlukları içinde gençlik yılları mücadele ile geçti. 1949 yılında İskenderun’a gitti ve yerleşti. Kardeşi Fevzi Kalkavan ile motorculuk yanında acentelik konusunda da faaliyet gösterdi. Babası 1883 doğumlu Hacı Sefer Kalkavan,1864 doğumlu Yakup Kalkavan’ın oğluydu. Zehra (1918), Marife (1923), Ahmet N. Fevzi (1925 - 1981), Halis (1925), Halise (1935) ismi verilen beş kardeşi olmuştur. Mehmet Ziya Kalkavan ve Suriye Kalkavan ailesinin; Şeniz (1936), Leman (1938), Şenay (1941), Yalçın (1942 - 1943), Serpil (1945 - 1964), Sonay (1946), Birsen (147), Sefer Savaş (1949), Gülşen (1955) ismini verdikleri dokuz çocukları olmuştur.

1955 yılında İstanbul’a gelerek kardeşleri olan Fevzi ve Halis Kalkavan’ı da yanına aldı ve “M. Ziya Kalkavan Kollektif Şirketi”nin merkezini İstanbul’a nakletti; İskenderun şube olarak kaldı. Bu tarihten itibaren Karaköy Mocan Han’da armatörlük çalışmalarına ağırlık verdi. 1972 yılında da aynı ortaklarla “Kalkavan Denizcilik ve Ticaret A.Ş.”yi kurdu. İş hayatında gösterdiği cesaret ve olumlu atılımları ile denizcilik camiasında ön planda yer aldı ve lider konumuna geldi. Yaşamının önemli dönüm noktalarından olan 1956 yılında Armatörler Derneği Başkanı seçildi ve aynı zamanda Derneğe bağlı S.S Gemi Armatörleri Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi yönetiminde yeraldı.

Yaşamı boyunca bu ünvanını korudu. Sosyal yaşamında; 1959 ve 1965 yıllarında iki dönem Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanlığı yaptı. Çamlıca Kulübü, Sipahi Ocağı Kulübü, Büyük Kulüp, Anadolu Kulübü üyesi olarak faaliyet gösterdi; Rize Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı kurucusu olarak ilk başkanlık görevini üstlendi. İstanbul Ticaret Odası Deniz Meslek Komisyon Başkanlığını deruhte etti. 1982 yılında Deniz Ticaret Odası Kurucu Meclisi’nde yer aldı.

Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı E.Amiral Celal Eyiceoğlu’nun (26.08.1992-26.03.1984) dönemindeki Meclis Başkanlığı görevinden sonra ilk yapılan seçimlerde Ziya Kalkavan Meclis Başkanı seçilirken, Başkan Vekilliklerine Ferit Özdemir ve Mehmet Şekerci getirildiler.19 Eylül 1984’de başladığı Meclis Başkanlığı görevi yaşamı boyunca devam etti. Mayıs 1988 - Mayıs 1989 döneminde TOBB Genel Kurul Başkanlığını üstlendi. Türk Armatörleri İşverenleri Sendikası, Ziya Kalkavan başkanlığında 24 armatör tarafından kurulmuştur.

6 Haziran 1992 günü basına şu açıklama yapıldı; “Evinde kalp krizi geçirmiş bulunan Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı ve Türk denizciliğinin duayen lideri Ziya Kalkavan Taksim İlkyardım Hastahanesi’nde yoğun bakıma alınmıştır. Hastahane yetkilileri durumunun iyiye gittiğini, fakat birsüre daha gözetim altında tutulacağını bildirmişlerdir.”

9 Haziran 1992 gecesi İstanbul - Florance Nightingale Hastahanesi Acil Servisi’nde kalbine yenik düştü. Ziya Kalkavan’ın ardından eşi Suriye Kalkavan, 19 Haziran 1996 gecesi vefat etti.

Bu yazı toplam 4354 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.