Akdeniz foklarının evine liman yapılıyor
Planlanan 3 termik santral ve 2 çimento fabrikası için Akdeniz foklarının üreme ve barınma bölgesi olan Yeşilovacık'a liman yapılması tepki çekti.
Planlanan 3 termik santral ve 2 çimento fabrikası için Akdeniz foklarının üreme ve barınma bölgesi olan Yeşilovacık'a liman yapılması tepki çekti.
Mersin'in Gülnar İlçesi'ne bağlı Büyükeceli Beldesi'nde kurulması planlanan Akkuyu Nükleer Santral ile ilgili tartışmalar sürerken bölgede planlanan 3 termik santral ve 2 çimento fabrikası için Akdeniz foklarının üreme ve barınma bölgesi olan Yeşilovacık'a liman yapılması tepki çekti. Liman için yapılan dolgunun, uluslararası anlaşmalarla koruma altındaki Akdeniz foklarının neslini yok edeceği ileri sürüldü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan gerekli izinleri alınarak bölgede kurulacak termik santralde kömür yakılıp elektrik enerjisi üretilecek. Santrallerde yakılacak kömürün de Yeşilovacık Beldesi'ndeki limana getirilmesi planlanıyor. Bunun için başlatılan limanı büyütme çalışmaları devam ediyor. Liman çevresinde dolgu yapılırken dağlardan ve taş ocaklarından getirilen büyük kayalar, Akdeniz foklarının üreme alanı mağaraların bulunduğu alanda denize bırakılıyor.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da bir grup çevreci ile birlikte Akdeniz foklarının üreme alanı mağaraların hemen yanındaki liman inşaatı çalışmalarını yerinde inceledi. Yeşilovacık'ın cennetten bir köşe olduğunu belirten Atıcı, "Bu liman 3 şey için yapılıyor. Termik santrallere kömür taşımak, yapılacak olan iki çimento fabrikası ve nükleer santrale malzeme çekmek. Görmüş olduğunuz yeşil alanların tamamı kara kömür olacak. Ve termik santrallerden buradaki canlıların tamamı yok olacaktır. Bern Anlaşması'na göre fokların üreme alanı olan bölgeye liman yapılması, uluslararası bir skandaldır"dedi. Atıcı, bölgenin turizm alanı olduğunu belirtti. Atıcı, "Burada bacasız sanayi yapmak istiyoruz. Çevre kirliliği, hava kirliliği, karbon istemiyoruz. Hukuk diyor ki 'Sen buraya bunu yapamazsın.' Neden çünkü Bern Anlaşması hukukun üstündedir. 'Suç işliyorsunuz' diyoruz. 'İş hukukun üstünde' diyorlar. Girişimlerimizle bir süre durduruluyor, bir bakmışsınız yeniden başlıyor. Bu ne arsızlıktır, bu ne yüzsüzlüktür. Mersin halkı direnmektedir. Ve burayı hiçbir şekilde ne termik santrallere, ne nükleer santrallere, nede çimento fabrikalarına yar etmeyecektir" diye konuştu.
KAÇAK VE USULSÜZ
Taşucu Doğal Hayatı Koruma Vakfı Başkanı Arslan Eyce ise kaygılarını şöyle sıraladı: "Bana göre kaçak, usulsüz, yasaya uygun olmayan, kuralların dışına çıkılmak suretiyle alınmış bir ÇED raporuna göre burada liman yapılıyor. Buradaki 4 tane Akdeniz fokunun yaşam mağaralarının hemen yanına liman yapılması üremesini olumsuz etkileyecek. Türkiye uluslararası sözleşmeye göre, Akdeniz fokunun korunmasını yaşamasını, her türlü şekilde güvence altına alacak, yasaya imza koymuş bir ülke olarak, bunu yasal olmayan bir şekilde hiçe sayıyor."
FOKLAR TERK EDECEK
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden Doç. Dr. Ali Cemal Gücü, dünyada korunması için özel önlemler alınan Akdeniz foklarının termik santraller ile kıyılarımızı terk edebileceği uyarısında bulundu. Sadece Türkiye, Yunanistan, Fas ve Moritanya kıyılarında bulunan 500 kadar Akdeniz fokunun doğal yaşam alanlarıyla birlikte korunması için Bern, Barselona, Cites gibi uluslararası antlaşmalar bulunduğunu belirten Doç. Dr. Gücü, uluslararası çevre kurumlarına ve ilgili bakanlıklara bir rapor hazırladı. Doç. Dr. Gücü, gelişmeleri şöyle değerlendirdi: "Yeşilovacık'a kurulması düşünülen kömür santralinin çok yakınında fok mağaraları var. Günlük 10-12 bin ton kömür gelecek, büyük bir insan ve araç trafiği yaşanacak. Akdeniz fokları da gözden uzak ve insanın ulaşamayacağı mağaralarda yaşamayı tercih ettiği için bölgeyi terk edecektir. Üstelik bu bölgede yeni doğmuş yavru foklar tespit ettik. Türkiye'de ki yetkililere ve Bern Sözleşmesi sekretaryasına durumu bildirdik. Bu santrallerin yapılması ülkemizin doğal yaşamı için var olan tehlikenin katlanarak büyümesi demektir.
Bu tür santrallerin soğutma ünitelerinde kullanılan klorun bölgedeki deniz çayırlarını olumsuz etkileyecek. Deniz kaplumbağası gibi canlıların da bölgeden ayrılmasına neden olacaktır. Bu santrallerin yapılması ülkemizin doğal yaşamı için var olan tehlikenin katlanarak büyümesi demektir. Fokların yok olması demek Doğu Akdeniz'de ki koloninin sonu demek. 15-20 sene sonra bu bölgede artık fok göremeyeceğiz. Fokların dünya da ki dağılımına baktığımızda 2 ülkede ağırlıklı olarak görülüyor. Biri Türkiye biri Yunanistan, yani bu iki ülke bu hayvanı korumazsa, bunu neslini devam ettirmesi var olması mümkün değil. Mersin, Akdeniz fokunun en kalabalık olarak bulunduğu yer. Bizim kıyılarımızda ki foklarımız sürekli ürüyorlar.
Bir canlı üremesini devam ettiremiyorsa, onun yok olması kaçınılmaz. Bunlar da üremek için mağaraları kullanıyor. Mersin kıyısından bahsedecek olursak 40 tane mağara var. Foklar bunlardan sadece 6'sında üreme yapıyorlar. Bunlardan bir tanesinin üzerinde site yapıldı, otel yapıldı, orada yaşaması mümkün değil artık. Bir tanesinin hemen üzerine devasa bir liman yapılıyor hayvanın orada yaşaması mümkün değil. Bir tanesi Akkuyu Nükleer Santrali'ne yakın. Böyle devam ettiği takdirde burada fok kalmayacak."
virahaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.