Türkiye'nin Kıbrıs konusunda yapması gereken herşeyi yaptığını vurgulayan Solana, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin AB'ye üye olduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin AB ile müzakerelerinin sürebilmesi açısından "bu konudaki problemi çözmek için ayrıca çaba göstermek gerektiğini" kaydetti.

Sabancı Üniversitesinin, Brookings Enstitüsü ile birlikte düzenlediği Sakıp Sabancı konferans serisinin yedincisi, bu yıl Washington'da yapıldı.

Konfarensta, AB eski Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Türkiye'nin AB üyeliğinin kendisinin bir arzusu olduğunu söyledi.

Türkiye ile Avrupa'nın siyasi ve ekonomik olarak birbirine ihtiyacını olduğunu ifade eden Solana, AB'nin Türkiye'yi içine almasıyla birçok stratejik avantajlara sahip olacağını belirtti.

"GEÇMİŞE DEĞİL GELECEĞE BAKMAK İSTEDİK"
Türkiye'nin "sıfır sorun" politikasıyla AB ve ABD ilişkilerine devam ederken bölgesinde daha fazla rol üstlenmeye çalışmasının çok önemli olduğunu kaydeden Solana, seçimlerden sonra yeni anayasanın yazılmasını ise "Türkiye için önemli bir an" olarak nitelendirdi.

Solana, Türkiye'deki anayasanın değiştirilmesi konusu hatırlatıralarak, İspanya'daki anayasa hazırlama süreci örneğinde görülen Franco döneminde yaşananların "unutulması" stratejisinin Türkiye'de de uygulanması mı gerektiği yönündeki soru üzerine, kendi ülkesinde anayasayı hazırlamanın zor olduğunu, ancak bunun konsensus ile gerçekleştirildiğini söyledi.

Bu anayasanın yıllardır değişmediğini ve iyi biçimde işlediğini belirten Solana, şöyle devam etti:

"Çok önemli bir şey yaptık. Yeni bir sayfa açmak için Franco zamanında ne olan herşeye yönelik genel af çıkardık. Bu şu anda uygulanabilir değil, çünkü siz o durumda değilsiniz. Ama bizim için çok önemliydi. Hepimiz için büyük bir fedakarlıktı. Ölen ailelerimiz vardı, tarihin bu sayfasını kapattık. Çünkü geçmişe değil, geleceğe bakmak istiyorduk."

"TÜRKİYE İDDİALI AMA GERÇEKCİ OLMALI"
Eski BM Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş, Türkiye'nin bölgesinde "müthiş aktif bir ülke" olduğunu söyledi. Türkiye'nin, dış politikası, ekonomisi ve coğrafik konumuyla bu konuda yapabileceği çok şey olduğunu ifade eden Derviş, Türkiye'nin "iddialı ama gerçekçi" olması ve güçlü ekonomisini devam ettirmesi gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin AB ile de sadece pasif şekilde müzarekelerin yürütülerek değil, Avro alanı, savunma ve dış politika, Akdeniz bölgesi gibi konularda ne yapılabileceğinin konuşularak aktif biçimde çalışması gerektiğini bildiren Derviş, Türkiye'nin "nasıl bir AB'ye katılacağını" soracak kadar ekonomik ve siyasi güce sahip olduğunu belirtti.

"Bu evin kendisi de yineden yapılanmaya gittiği" için AB'nin "bu eve girmek istiyorsanız kurallarımıza uyun" söyleminden vazgeçmesi gerektiğini savunan Derviş, bu eve gireceklerin de genişlemenin nasıl olacağı ve bu "evin" gelecekteki işlevselliğini sorma hakkı bulunduğunu ifade etti.
 

Kıbrıs Gazetesi