2013 Piri Reis yılı oldu!
Unesco’nun 36 Genel Toplantısında alınan karar neticesinde 2013 yılı, Piri Reis’e ait Dünya Haritasının 500. yıldönümü olması münasebetiyle “Anma Yılı” olarak ilan edildi.
Osmanlı coğrafyacıları arasında dünyaca en çok tanınanı ve Türk Denizcilik Tarihi dendiğinde akla ilk gelen isimlerden biri şüphesiz Piri Reis’tir. Ege ve Akdeniz kıyılarını, limanlarını ve yerleşim yerlerini tasvir ettiği Kitâb-ı Bahriye’si denizcilik ve haritacılık tarihi başta olmak üzere birçok değişik birimin önde gelen kaynak eseridir. Bilindiği üzere bu ilk denizcilik kitabı yanında Piri Reis’i dünyaya tanıtan en büyük özelliği ciddi bir haritacı olmasıdır. Gerek Kitâb-ı Bahriye’sinde yer alan çizimler gerekse 1513 ve 1528 yıllarında tamamladığı iki adet Dünya haritası, kartografya tarihimizin en önemli parçalarıdır. Özellikle Afrika ve Avrupa kıtalarının batı kıyıları ile Atlas okyanusunu ve Amerika kıtasının doğu kıyılarını (kısmî olarak) gösteren 1513 tarihli ilk haritası Dünya Bilim Tarihinin en kıymetli miraslarındandır ve bilinen en eski dünya haritasıdır.
UNESCO Türkiye Milli Komisyonun öncülüğünde Türk Bilim ve Kültür Tarihimizin önde gelen isimlerinin uluslararası düzeyde de bilinmesi, tanınması ve takdir edilmesi amacıyla 1996 yılından beri “Yıldönümlerinin Kutlanması” çalışmaları yürütülmektedir. Tarihi kişiliklere ait doğum, ölüm veya kuruluş gibi anlam içeren yılların UNESCO’ya tescil ettirilmesiyle gerçekleşen bu çalışmaya, Piri Reis’in 1513 tarihli Dünya Haritasının konu olması ise Denizcilik Müsteşarlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ortak yürüttüğü faaliyet neticesinde gerçekleşti. İstanbul Üniversitesi Akdeniz Dünyası Araştırmaları Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Müsteşarlık Müşaviri Prof. Dr. İdris Bostan’ın önemine dikkat çektiği konu Denizcilik Müsteşarlığı’nın önayak olması ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın aracılığıyla Türk Milli Komisyonu’na sunulmuş ve Uluslararası toplantıda kabul görmüştü.
2013 yılının, Piri Reis’in çizdiği ilk Dünya haritasının 500. yıldönümü olması münasebetiyle UNESCO tarafından “Anma Yılı” olarak ilan edilmesinin bu büyük Türk ilim adamı ve denizcisini yad etmek üzere düzenlenecek diğer etkinliklerin teşvikinde büyük rol oynayacağı düşünülmektedir.
PİRİ REİS KİMDİR?
Piri Reis eşsiz bir kartograf ve deniz bilimleri üstadı olmasının yanı sıra, Osmanlı deniz tarihinde büyük iz bırakmış bir denizcidir. Piri Reis, Türk denizciliğine bir çok değerli deniz bilimcisi ve amiraller armağan eden ve o dönemlerde, “Denizciler Yatağı” olarak adlandırılan Gelibolu’da doğmuştur. Amcası ünlü Türk Amirali Kemal Reis sayesinde daha küçük sayılabilecek bir yaşta Sefer Katibi olarak Osmanlı Donanmasına katılan Piri Reisin doğum tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, 1465-1470 yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir. Piri Reis, uzun yıllar Akdeniz’de dolaşmış; tüm limanları ve kıyıları dikkatle gözlemlemiş ve tüm faaliyetlerini kayıt altına almıştır.
Piri Reis, 1499-1502 yılları arasında çeşitli savaşlarda Gemi Komutanı olarak Venediklilerle savaşmıştır. Amcası Kemal Reis 1511 yılında şehit düşünce Gelibolu’ya geri dönen Piri Reis burada notik çalışmalarına başlamıştır. Ünlü Birinci Dünya Haritasını 1513 yılında çizmiş ve 1517 yılında Mısır Seferi esnasında Yavuz Sultan Selim’e sunmuştur. İlk eserinden 8 yıl sonra döneminin en saygın “Kılavuz Kitabı” olarak kabul edilen Kitab-ı Bahriyeyi yazmış; 1525 yılında bu kitaba son şeklini vermiş ve 1526 yılında Kanuni Sultan Süleyman’a sunmuştur.
Piri Reis, Kitab-ı Bahriye adı ile bilinen “Bahriye” eserinde o zamanlar Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunan şehir ve ülkeleri tarif ederek, resim ve haritalarını yapmış; aynı zamanda denizcilik ve gemicilik için de önemli bilgiler vermiştir.
Piri Reisin “Bahriye” adlı eşsiz eserinin yanı sıra 1513 ve 1528 yıllarında yapmış olduğu iki dünya haritası mevcuttur.Sonraki yıllarda, Güney sularında Devlet için çalışan Piri Reis, bu dönemde, Hint Kaptanlığı, Umman Denizi, Kızıl Deniz ve Basra Körfezi’ndeki deniz görevlerinde yaşlanmıştır.
Piri Reis’in Osmanlı Donanmasında yaptığı son görev, acı olaylarla biten Mısır Kaptanlığı’dır. 1552′de çıktığı İkinci Seferin son durağı Basra’da, tamire ve dinlenmeye muhtaç donanmayı bırakıp ganimet yüklü üç gemi ile Mısır’a döndüğü için, burada hapsedilmiştir. Donanmayı Basra’da bırakması, Basra Valisi Kubat Paşa’ya ganimetten istediği haracı vermemesi ve Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa’nın politik hırsı yüzünden; 1554′te hizmette kusurla suçlanmış ve idam edilmiştir.
Ne var ki o, yarattığı evrensel boyuttaki eserleri olan, iki dünya haritası ve çağdaş denizciliğin ilk önemli yapıtlarından birisi sayılan Kitab-ı Bahriye ile günümüzde de halen yaşamaktadır.
virahaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.