Türkiye’nin CV’si göz kamaştıryor
''İnsan yönetiminin gündemi ve geleceği" ana temalı PERYÖN 20. İnsan Yönetimi Kongresi, 4-5 Ekim/2012 tarihinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı.
PERYÖN 20. İnsan Yönetimi Kongresi, 4-5 Ekim/2012 tarihinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Kongrenin açılış konuşmasını AB Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış yaptı.
Bağış,“Türkiye 25 milyon aktif işgücü ile Avrupa’nın 4. en büyük iş gücünü temsil ediyor. Küresel krize kadar Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi olduk. Sıkıntılar var ama durmak yok, yeni reformlarla yola devam” dedi.İki gün süren kongrenin açılışını ise PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Oğuz Duman yaptı. Duman konuşmasında Türkiye’deki kayıt dışı istihdam (yüzde 43), genç işgücü arasındaki yüksek işsizlik oranı (yüzde 20) ve kadınların işgücüne düşük katılma oranına (yüzde 30) dikkat çekti.
Duman, iş güvenliği konusunda PERYÖN’ün 2011’de yaptığı anketin sonuçlarını hatırlattı:
“İş güvenliği bir davranış, kültür meselesi. İş güvenliğinden sadece çalışanlar, işçiler değil, yöneticiler sorumlu.Bu kongrede insanı bulacağız,insana değer veren bir iki gün yaşayacağız” dedi.
Egemen Bağış: “Bundan sonra da reform adımlarını kararlılıkla atacağız”
Kongre açılış konuşmasını yapan AB Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış PERYÖN’ün 20. kez İstanbul’da bu kongreyi gerçekleştirebilmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Bağış, “İstanbul farklı kültürlere sahip insanların huzur içinde yaşadığı bir yer. İnsan Kaynaklarını iyi yönetebilmek isteyenlerin İstanbul’a bu yüzden özel önem atfetmesi gerekiyor. PERYÖN burada her yıl daha büyüyen bir kongre düzenleniyor, bu çok önemli” dedi.
Bugünlerde Türkiye olarak hararetli bir süreç yaşandığını belirten Bağış, dün yaşanan olayların İK açısından da değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. İnsanı önemsememenin, robotlaştırmanın, metalaştırmanın bugün gelinen acı noktanın asıl sebebi olduğunu belirtti ve “İnsanı her şeyin ortasında değerlendiren bir zihniyetin temsilcisiyiz” dedi.
Bakan Bağış, Türkiye’nin AB üyelik perspektifinin altında da insan olduğunu ve AB’nin bir barış projesi olduğunu, insani standartları yükseltmeyi hedeflediğini, insanlar arasında ayrım yapmaksızın herkesin demokratik haklarına, daha iyi sağlık, eğitim, ulaşım vb. haklarına ulaşma imkanı sağlamayı hedeflediğini vurgulayarak şunları söyledi:
“AB kültüründe önemli olan birey. AB’nin yaklaşımı insanı yaşatmak, bireyi öne çıkartmaktır. Türkiye 2005’te başladığı üyelik sürecinde müreffeh ve saygın bir ülke olduğunu gösterdi. Bundan sonra da atmamız gereken reform adımlarını kararlılıkla atmak zorundayız.”
Suriye ile yaşanan olayları da değerlendiren Bakan Bağış, “Türkiye bin yılı aşkın devlet geleneğinin gerektirdiği şekilde hareket edecektir. Türkiye dünden itibaren kendi vatandaşlarına yapılan saldırıya misli ile cevap vermiştir. Artıları, eksileri, etkileri tartışılır, değerlendirilir, ona göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti en doğru kararı verir. Dün akşam NATO toplandı, Türkiye’nin yanında olduğunu ifade etti. Bütün müttefiklerimizle birlikte barış ve huzuru sağlamak için doğru adımları atacağız. Suriye’nin dost ve kardeş halkı ile bir sorunumuz yok. Binlerce yıldır birlikte yaşadığımız bu bölgede bizim bütün insanların haklarınıönemseyen bir tavrımız var. Hiç kimsenin toprağında gözümüz yok, enerji kaynaklarında da gözümüz yok. Ama kendi halkına yaptığı gibi komşularına da zulmetmeye kalkan dikta rejimlerine karşı da çok dik bir duruşumuz vardır, olacaktır” dedi.
Türkiye’nin CV’sinin göz kamaştırdığını belirten Bağış, Türkiye’nin işveren konumuna geldiğine dikkat çekti. Fransa’nın kendi başkanlarının itirazlarına rağmen devlet iştiraklerinin TAV ile yaptığı işbirliğini, Renault’un üretimini Türkiye’ye kaydırmasını örnek verdi. “Türkiye’nin uzun bir vadede iyi kazanımlar getireceği görülüyor” diye konuştu.
AB Bakanlığı’nda çalışanların yüzde 58’inin, yöneticilerin ise yüzde 65’inin kadın olmasından gurur duyduğunu söyleyen Bakan Bağış, Türkiye’nin 25 milyon aktif iş gücü ile Avrupa’nın 4. en büyük işgücünü temsil ettiğini belirtti. Bağış, “Küresel krize kadar Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi olduk. Sıkıntılar var ama durmak yok yeni reformlarla yola devam. Bu reformlar ülkemizi daha güzelleştirecek” dedi.
Konuşmacılardan TAV HAVALİMANLARI CEO'su Sani Şener ise kaliteli insan kaynağına değindi.
“Yegane sermayemiz kaliteli insan kaynağı”
Şener, "Zamanı Yakalamak" isimli konuşmasında TAV'daki fark yaratan uygulamalarını kongre katılımcılarıyla paylaştı.
Şener, “Türkiye son 10 yılda küresel ekonominin yarattığı fırsatları değerlendirerek ciddi bir büyüme yakaladı. Bu büyümenin sürekliliğinin sağlanması ve olumlu etkilerinin nüfusa yaygınlaştırılması için yüksek katma değer üreten endüstrilerin gelişmesi büyük önem taşıyor. Hızlı küreselleşme süreci ve teknolojik değişimler, buna ayak uydurabilen eğitimli ve nitelikli iş gücü ihtiyacını da artırıyor. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan Türkiye’de eğitime ayrılan kaynağın artırılması ve eğitim sisteminin küreselleşmenin getirdiği ihtiyaçlara göre sürekli gelişmeye devam etmesi ile nitelikli iş gücüne dönüştürülebilir. TAV’ın sahip olduğu yegane sermaye de kaliteli insan kaynağıdır. 20 binin üstünde çalışanımızla istihdam sağlayarak ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Havalimanı işletmeciliğinde, her gün 24 saat durmaksızın farklı ihtiyaç, talep ve beklentileri olan binlerce yolcu ve havayolu şirketine hizmet veriyoruz. Bu kaosu yönetmek için çalışanlarımızın donanımlı olması gerekiyor. Bu sebeple,‘insan’ TAV’ın şirket kültürünün merkezinde yer alıyor” dedi.
Perihan USTA
Teknoloji ve Yönetim Danışmanı
Eğitim Uzmanı
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.